‘’Avrupa Fatihi’’ Galatasaray Tekrar Sahneye Çıktı!

Lig yarışında son sezonlarda aradığı her başarıya ulaşan sarı-kırmızılılar, adının ve kuruluş amacının hakkını vermek adına bir kez daha dünya futbol sahnesindeydi. Bildiğiniz gibi Galatasaray teknik direktör Okan Buruk yönetiminde üst üste şampiyonluk sevinçleri yaşamıştı. Üstüne şuan içinde bulunduğumuz 2025-2026 Süper Lig Sezonu özelinde şuana kadar namağlup olarak yoluna devam ediyordu.

Fakat ‘’Avrupa Fatihi’’ bu süreçte özlediği, beklediği ve adeta hasret kaldığı uluslararası başarılara bir türlü ulaşamadı. Devler arenasında eski günlerinden uzak kalan Galatasaray’da taraftarların en büyük beklentisi bu sezon Şampiyonlar Ligi özelinde güzel bir futbol ve kazanılacak yeni başarılardı. Sarı-kırmızılı camianın efsane ismi Ali Sami Yen tarafından söylenen şu sözü hatırlarsınız; “Maksadımız İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve Türk olmayan takımları yenmektir.“

Bu cümle günümüzde Galatasaray’ın kuruluş amacı olarak bilinir ve taraftarlar tarafından benimsenmiştir. Fakat geçtiğimiz son üç sezondur aradığı başarıları bir türlü bulamayan ve bu sözün gereğini yerine getiremeyen bir Galatasaray tam karşımızda duruyordu. Tüm bu sıkıntılı süreçleri geride bırakarak başlayan 2025-2026 sezonu, sarı-kırmızılıların Avrupa’nın en üst futbol seviyesi sayılan Şampiyonlar Ligi’nde tek Türk temsilcisi olarak katılması ile start almış oldu.

Aynı zamanda önemli bir maddi kazanç imkânı elde eden sarı-kırmızılı kulüp Süper Lig şampiyonu kadrosunu takviyelerle daha da güçlendirdi. Tüm bu beklentiler ışığında başlayan Şampiyonlar Ligi ilk düdük sesi, Galatasaray adını oldukça umut vericiydi. Eintracht Frankfurt deplasmanında henüz 8.dakikada Yunus Akgün ile golü bulan ‘’Aslan Kral’’ ilk 30 dakika rakibe adeta kök söktürdü.

Avrupa’da Beklenmedik Bir Yol Kazası Yaşanmıştı

Ardından talihsizlikler birbirini kovaladı ve maçın skoru rakip takım adına sürpriz oldu. 5-1’lik beklenmedik bir farkla Şampiyonlar Ligi ilk maçında rakibine mağlup olan Lider Galatasaray, bir sonraki maça konsantre oldu. Bu kez rakip dünya futbolunun devlerinden olan Liverpool. Her ne kadar kağıt üzerinde Liverpool mutlak favori olarak gözüküyor olsa da, Galatasaray daha önce büyük takımlar karşısında sayısız başarılar kazanmış ve beklenmedik galibiyetler almıştı.

Üstelik bu kez kendi evinde ve tarihinin en başarılı dönemlerinden birindeydi. Arkasında ona inanmış on binlerce taraftarın gücü ve Avrupa kupalarında bir türlü yaver gitmeyen makus talihi yenmek adına şansı yakalamış oldu. Tüm bu süreç ışığında dev randevu Ali Sami Yen Spor Kompleksi RAMS Park Arenada başlamış oldu.

Sarı-kırmızılılar maça kalede Uğurcan Çakır, defans hattında W. Singo, D. Sanchez, Abdülkerim Bardakçı ve I. Jakobs ile başladı. Orta sahada L. Torreira, M. Lemina, Yunus Akgün, İlkay Gündoğan ve Barış Alper Yılmaz vardı. İleri uçta ise sakatlık süreci sona eren geçen sezonun yıldız golcüsü Victor Osimhen görev aldı.

Kadrosu özelinde fantastik bir dünya takımı olarak öne çıkan konuk ekip Liverpool kalede Alisson, defans hattında K. Milos, V. Van Dijk, I. Konate, D. Szoboszlai ile sahaya çıktı. İngiliz devinin orta sahasında C. Jones, R. Gravenberch, C. Gakpo, F. Wirtz ve J. Frimpong ileri ucunda ise H. Ekitike vardı. Galatasaray – Liverpool takımları daha öncede karşılaşmış, bugüne kadar oynanan dört Avrupa Kupası maçında birer galibiyet almış, iki kez de beraberlikle sahadan ayrılmıştı.

Gerçekleri Tarih Yazar Tarihi de Galatasaray

İlk dakikalardan itibaren oyuna hâkim olan ‘’Avrupa Fatihi’’ maça olan inanmışlığı ile göz dolduruyordu. Liverpool maçı ile birlikte sahalara dönen Victor Osimhen, taraftarla olan hasretini gidererek sahaya ilk on birde çıktı. Maçın başlaması ile Galatasaray taraftarı yoğun bir baskı yaparak takımlarına destek verdiler. Özellikle top rakip takımdayken gösterilen tepkiler ve ıslık sesleri adeta kulakları çınlattı.

Sol kanatta özellikle Barış Alper Yılmaz tarafından ortaya koyulan atletik performans göz doldurdu. Barış’ın bu performansı çok geçmeden meyvesini verdi. Maçın 14. Dakikasında rakip futbolcunun darbesi ile yerde kalan Barış Alper Yılmaz, takımına penaltı atışı kazandırdı. Penaltı atışında topun başına geçen yıldız golcü Victor Osimhen, kaleci Alisson’u mağlup ederek 16. Dakikada durumu 1-0’a getirdi.

Özelikle Galatasaray’ın orta sahada ortaya koyduğu mücadele ilk yarıda rakip kalede etkili olmasına olanak tanıdı. Maçın 36. Dakikasında Lemina sarı kart gördü. Hemen ardından 45+3’de Liverpool’da sarı kartı gören oyuncu Gravenberch ismiydi. İlk yarı takımlar soyunma odasına bu skorla gitmiş oldu. Frankfurt maçı sonrası golün ardından oyundan düşme korkusunu bizlere yansıtan Galatasaray bu kez oyundan düşmedi ve maçı bu skorla bitirmiş oldu.

Tribünlerin dediği gibi bir kez daha gerçekleri tarih yazdı ve tarihide İngiliz devi Liverpool’u Şampiyonlar Ligi mücadelesinde mağlup eden Galatasaray yazmış oldu. Bu galibiyet çok önemliydi. Hem Galatasaray’ın ilk maçı beklemediğimiz şekilde kaybettiği için hem de son zamanlarda istikrarsız bir hal alan ülke puanımız açısından oldukça değerli bir galibiyet oldu. Beklenilen ve özlenen Galatasaray’ı bu seviyelerde ve bu futbolla görmek, hem camia hem de ülkemiz adına oldukça umut vericiydi.

En Kötü Lig Maçından En İyi Şampiyonlar Ligi Maçına Giden Süreç

Teknik direktör Okan Buruk son zamanlardaki eleştirilerin kaynağı durumdaydı. Özgüven kırıklığı ve Avrupa’da başarısız gidişat, taraftarlar tarafından hocanın eleştirilmesine kapı açmıştı. Fakat Okan Buruk çok kaliteli bir oyun planı ve oyuncuların büyük motivasyonu ile kazandığı başarıların şans eseri olmadığını kanıtlamış oldu.

Özellikle orta sahadaki taktiksel yaklaşımı ve rakip analizi, muhteşem stadyum atmosferi ile birleşince adeta sarı-kırmızılı bir şölene dönüştü. Maçın bana göre en önemli şifrelerinden biri ikili mücadelelerdeki yeterlilikti. Tam konsantrasyon ile sahaya çıkan tüm oyuncuların iyi bir oyun oynamak için mücadele etmesi oldukça önemliydi.

Özellikle Alanyaspor ile oynanan lig mücadelesindeki kötü futbol tüm camianın Liverpool mücadelesine korku ile bakmasına sebep olan en önemli nedendi. Fakat Okan Buruk taktik derinliği ve futbol zekâsı ile bir haftalık süreçte iki farklı analiz ortaya koymuş oldu. Doğru bir oyun, doğru bir mücadele ve müthiş bir kararlılıkla Şampiyonlar Ligi’nin favori takımlarından Liverpool’u mağlup etmiş oldu.

Şimdi Galatasaray’a düşen ve tüm camianın beklediği gösterdiği bu başarıyı devam ettirerek, geçmişin izlerini günümüze taşımak olmalıdır. Bu seviyenin ‘’Devler Ligi’’ olduğunu unutmadan hem teknik hem de mental açıdan hazır olmalı ve buraların kalıcı takımı olmalıdır. Şimdi Galatasaray ilk yirmi dört takım arasına kalmalı ve hem camiayı hem de ülkemizi bu hak ettiğimiz başarılarla taçlandırmalıdır.