Bir Öğrenci Ekonomik Açıdan Nasıl Geçinebilir?

Üniversite yılları, pek çok genç için hayatlarının en heyecanlı, özgür ve aynı zamanda en zorlayıcı dönemlerinden bir tanesidir. Yeni bir şehir, yeni arkadaşlar, yeni bir yaşam tarzı… Tüm bu yeniliklerin ortasında, belki de en büyük mücadele öğrenci ekonomisiyle, yani kısıtlı kaynaklarla ay sonunu getirme çabasıyla verilir.

Gençlerin Ekonomi Mücadelesi

Türkiye’de üniversite eğitimi gören milyonlarca genç, artan üniversite yaşam maliyeti ve giderek zorlaşan geçim sıkıntısı ile karşı karşıyadır. Peki, bu genç kuşak, bu ekonomik fırtınada nasıl ayakta kalıyor? Bu köşe yazımızda, bu konuyu derinlemesine ele alıyoruz.

Barınma ve Temel İhtiyaçların Ağır Yükü

Bir öğrencinin aylık öğrenci bütçesi içinde en büyük payı şüphesiz ki barınma sorunu ve temel ihtiyaçlar alır. Şehir dışından gelen bir öğrenci için konaklama seçenekleri sınırlıdır. Bu konaklama seçenekleri arasında genellikle; KYK yurtları, özel yurtlar ya da kiralık evler yer alıyor. KYK yurtları nispeten daha uygun fiyatlı olsa da, kontenjan yetersizliği ve artan talep sebebiyle yer bulmak her zaman kolay değildir. Özel yurtlar ise daha konforlu olabilirken fiyatları çoğu öğrenci bütçesini zorlayabilir. Ev kiralama seçeneği ise, özellikle büyük şehirlerdeki fahiş kira fiyatları göz önüne alındığında, genellikle birden fazla öğrencinin bir araya gelmesini gerektirir.

Barınma masrafının yanı sıra; gıda, ulaşım, faturalar ve kişisel bakım gibi temel harcamalar da öğrenci cebini ciddi şekilde etkiler. Üniversite kampüslerinde ve çevresinde yemekhane veya uygun fiyatlı restoran seçenekleri olsa da, dışarıda yenilen her öğün, ay sonu hesaplarında büyük bir fark yaratır. Toplu taşıma masrafları, kitap ve ders materyali giderleri eğitim giderleri arasında önemli bir yer tutar. Tüm bu öğrenci harcamaları, gençlerin zaten kısıtlı olan bütçesini daha da daraltmaktadır.

Gelir Yaratma Çabaları: Part-Time İşler ve Genç İşsizlik

Harçlıkla yaşamak, özellikle ailesinden düzenli bir destek alamayan öğrenciler için neredeyse imkânsızdır. Bu durum, birçok öğrenciyi part-time işler aramaya iter. Kafelerde garsonluk, mağazalarda satış danışmanlığı, özel ders verme, çağrı merkezlerinde çalışma veya internet üzerinden yapılabilecek freelance işler, öğrencilerin sıklıkla başvurduğu gelir kapılarıdır. Ancak bu noktada, genç işsizliği paradoksu kendini gösterir. İş bulma sürecinde zorlanan gençler, bir yandan da okullarını ve derslerini aksatmadan çalışmanın denklemini kurmak zorundadırlar.

Çalışmak, öğrencilere sadece maddi değil, aynı zamanda tecrübe ve sorumluluk bilinci de kazandırır. Ancak ders yükü yoğun olan veya sınav dönemlerinde bulunan öğrenciler için düzenli bir işte çalışmak oldukça yıpratıcı olabilmektedir. Dahası, çalışma saatleri ile ders programlarının çakışması, öğrencilerin akademik başarılarını olumsuz etkileyebilir. Bu da, öğrencilerin hem okulu hem de işi bir arada yürütürken verdikleri zorlu mücadeleyi gözler önüne serer. Kimi öğrenciler ise öğrenci kredisi seçeneğine başvurarak, bir nebze olsun nefes almaya çalışır. Ancak kredi geri ödemelerinin gelecekte oluşturacağı yük de ayrı bir endişe kaynağı oluyor.

Akıllı Yönetim: Öğrenci Bütçesi ve Tasarruf Yöntemleri

Ekonomik zorluklarla mücadelede, bütçe yönetimi öğrenciler için hayati önem taşır. Harcamaların kalem kalem takip edilmesi, gereksiz masraflardan kaçınılması ve gençlerin tasarruf yöntemleri geliştirmesi, ay sonunu rahat getirebilmek için olmazsa olmazdır. Akıllı bütçe yönetimi için öğrencilerin uygulayabileceği bazı pratik yöntemler şunlardır:

· Harcamaları kaydetmek: Tüm gelir ve giderleri düzenli olarak kaydetmek, paranın nereye gittiğini görmek açısından çok önemlidir. Bunun için mobil uygulamalar veya basit bir defter kullanılabilir.

· İhtiyaç ve istek ayrımı: Alışveriş yaparken “buna gerçekten ihtiyacım var mı?” sorusunu sormak, dürtüsel harcamaların önüne geçmeye yardımcı olacaktır.

· Yemek hazırlamak: Dışarıda yemek yemek yerine evde yemek hazırlamak ya da yurt yemekhanelerini kullanmak, gıda masraflarını ciddi şekilde azaltır.

· İndirimleri takip etmek: Öğrenci indirimleri, kampanyalar ve ikinci el ürünler, alışverişlerde önemli avantajlar sağlayabilir.

· Toplu taşıma kullanmak: Şahsi araç veya taksi yerine toplu taşıma araçlarını tercih etmek, ulaşım masraflarını düşürür.

· Eğlenceyi planlamak: Pahalı eğlence aktiviteleri yerine, daha uygun fiyatlı veya ücretsiz sosyal etkinliklere katılmak bütçe için dosttur.

· Küçük tasarruflar yapmak: Her gün bir kahve veya atıştırmalık almaktan vazgeçmek gibi küçük görünen tasarruflar, uzun vadede büyük bir fark yaratabilir.

Yukarıdaki gibi yöntemler ile tasarruf etmek az da olsa mümkün olabilir.

Eğitim Masrafları ve Geleceğe Yönelik Kaygılar

Eğitim masrafları, sadece üniversite harçlarından ibaret değildir. Kitaplar, ders materyalleri, laboratuvar ücretleri, staj masrafları ve hatta okul gezileri gibi kalemler de öğrenci bütçesini zorlar. Özellikle mühendislik ve tıp gibi alanlarda okuyan öğrenciler için bu masraflar daha da artabilir. Bu durum, gençlerin sadece bugünü değil, aynı zamanda geleceği hakkında da endişeler taşımasına neden olur. Mezun olduktan sonra iş bulma kaygısı, öğrenci kredisinin geri ödemesi ve genel ekonomik belirsizlikler, gençlerin üzerinde ciddi psikolojik yükler oluşturmaktadır.

Ekonomiyle Mücadele Eden Bir Kuşağın Hikâyesi

Türkiye’de gençlerin ekonomik sorunları, derin ve çok yönlüdür diyebiliriz. Ancak tüm bu zorluklara rağmen, üniversite öğrencileri inanılmaz bir direnç ve yaratıcılık örneği sergilemektedirler. Kimi zaman yarı aç yarı tok, kimi zaman uykusuz kalarak ama her zaman umutla ve azimle mücadele eden bu kuşak, geleceğe dair hayallerini canlı tutmaya çalışıyor. Onların bu mücadelesi, sadece kişisel bir çaba değil, aynı zamanda toplumsal bir yansımadır.

Öğrencilerin ekonomik yükünü hafifletmek için devletin, üniversitelerin ve sivil toplum kuruluşlarının daha fazla destek sağlaması gerekmektedir. Yurt kapasitelerinin artırılması, burs imkânlarının genişletilmesi, yarı zamanlı işler için daha fazla fırsatlar yaratılması ve öğrenci kredisi geri ödeme koşullarının iyileştirilmesi gibi adımlar, gençlerin üzerindeki bu ağır yükü hafifletebilir. Asla unutulmamalıdır ki, bugün ekonomik sıkıntılar ile boğuşan bu gençler, yarının Türkiye’sini inşa edecek olanlardır. Onlara destek olmak, aslında kendi geleceğimize de bir yatırım yapmaktır. Bu mücadelede yer alan her bir öğrenci, kendi geçim sıkıntısı hikâyesini yazarken, aynı zamanda gelecek yeni nesillere ilham vermektedirler. Öğrencilerimizin daha iyi ekonomik şartlarda eğitim alması, herkesin sorumluluğudur.