Günlük, haftalık ya da aylık hedeflerimiz yoksa hayat çoğu zaman sadece bir koşturmacadan ibaret hale geliyor. Öyle değil mi? Hepimiz gün içinde bir yerlere yetişmeye çalışırken sabahın nasıl akşama, akşamın nasıl geceye döndüğünü fark edemiyoruz.
Peki, günü anlamlı bir şekilde değerlendirmek mümkün mü? Gerçekten çocuklara hedef belirleme becerisi kazandırılabilir mi?
Hangi Yaşta Hedef Belirlenir?
Her çocuk dünyaya farklı özelliklerle gelir. Yetenekleri, ilgileri ve becerileri birbirinden farklıdır. Ancak bu gelişimsel farklara rağmen çocuk yetiştirmede bazı temel prensipler benzerdir. Mesela 3 ila 5 yaş arasındaki çocukların motor ve bilişsel gelişimi büyük ölçüde birbirine benzer. Bu dönemde çocuklar somut, kısa süreli hedefler belirleyebilir. Oyuncaklarını toplamak ya da bir resmi tamamlamak gibi basit hedefler, onlar için uygun başlangıçlardır.
6 ila 9 yaş aralığı ise sorumluluk duygusunun gelişmeye başladığı bir dönemdir. Bu yaşlarda çocuklara hedef belirleme becerisi kazandırmak için küçük planlamalar yapılabilir. Mesela “Ödevini saat 17.00’de yapmaya başla ve bitirince dinlen” gibi net bir hedef belirlemek etkili olur.
12 yaş ve sonrasında ise çocuk artık daha uzun vadeli planlar yapmaya başlar. Akademik hedefler, ilgi alanına yönelik etkinlikler ya da sosyal sorumluluk projeleri bu dönemde gündeme gelir.
Hedef belirleme süreci çocukların istek, ihtiyaç, sorumluluk, beceri ve hedef kavramlarını ayırt edebilmeleriyle başlar. Küçük yaşlarda istekler daha cazip gelir; ancak çocuk, yapabildiği şeylerin hedefe dönüşebileceğini fark ettiğinde motivasyonu artar.
“Bu hafta her akşam 10 dakika resim yapalım” gibi bir hedef, hem eğlenceli hem de geliştiricidir. Çocuk yaptığı etkinliklerde ilerleme kaydettikçe kendine olan güveni artar, sorumluluk alması kolaylaşır. Böylece ilerleyen yıllarda hedef belirleme ve bunlara ulaşma becerisi doğal biçimde gelişir.
Hedef Nasıl Seçilir?
Bir hedef, gerçekten çocuğa ait olduğunda onu gerçekleştirmek çok daha kolay olur. Eğer hedef dışarıdan dayatılıyorsa çocuk için bu bir yük haline gelir. Hedefin içten gelmesi gerekir. Bunun için de çocuğun ilgi alanlarını ve merak ettiği şeyleri dikkatle gözlemlemek önemlidir.
· Hangi oyunları oynamayı seviyor?
· Hangi etkinliği yaparken mutlu oluyor?
Anne-baba tarafından iyi niyetle çocuktan bir şey yapması istense de eğer çocuk o konuda istekli değilse öğrenme olmadığı gibi belirlenen hedefin sonucu da hüsranla biter. Mesela müziğe ilgisi olmayan bir çocuğun zorla piyano dersine götürülmesi vakit ve nakit kaybından başka bir işe yaramaz. Üstelik bu durum, hem çocuğu hem de ebeveynleri olumsuz etkiler. Çocuğun hedefe ulaşma becerisi zedelenir, başarısızlık duygusu yerleşir.
İnsanlar kendi ihtiyaçlarını karşıladıklarında doğal şekilde motive olurlar. Çocuğun da motive olabilmesi için kendini şu üç noktada görebilmesi gerekir:
· Seçimin kendi kontrolünde olduğunu bilmesi
· Hedefe ulaşacağına inanması
· Koşulsuz şekilde desteklendiğini hissetmesi
Hedef çocuğun ilgi alanlarından doğuyorsa bu üç madde kendiliğinden karşılanır. Böylece motivasyon doğal olarak ortaya çıkar.
Peki ya çocuğun belirgin bir ilgi alanı yoksa? Ya da tam tersi, her şeye aynı anda ilgi duyuyorsa?
Günümüzün çocukları aşırı uyaranların olduğu bir ortamda büyüyor. Televizyon, internet, sosyal medya ve oyunlar arasında dikkatleri sürekli bölünüyor. Bu nedenle onlar için tek bir hedefe odaklanmak çoğu zaman zorlayıcı oluyor. İşte tam da bu noktada, bir rehbere ihtiyaç duyuyorlar.
Hedef Belirlerken Anne Baba Nasıl Destek Olmalı?
Çocuğun neyi sevdiğini veya ne ile ilgilenmekten hoşlandığını anlamanın en basit yolu, onu dikkatle gözlemlemektir. Aynı zamanda çocuk da “Ben ne olmak istiyorum?” sorusunun cevabını kendi içinde arayabilir. İşte bu noktada anne babanın rolü, yönlendiren değil rehberlik eden bir tutum sergilemektir.
Çocuğun potansiyelini keşfetmesi için ona farklı deneyimler sunulabilir:
· Kısa süreli hedefler içeren aktivitelere yönlendirilebilir. Mesela atölyelere katılabilir. Günümüzde çocuklar için pek çok atölye programlanıyor.
· Farklı meslek sahipleriyle tanışma fırsatı sunulabilir. Avukat, doktor, mühendis, yazılımcı, marangoz, sanatçı gibi farklı meslek dallarının neyle uğraştığını gözlemle imkanı tanınabilir.
· Nelere karşı daha dayanıklı; neler için çaba göstermekte ısrarcı olduğuna dikkat edilebilir.
Bu gözlemler, çocuğun hedeflerini belirleme sürecinde önemli ipuçları verir.
Bir çocuk için yeterlilik hissi son derece değerlidir. Kendini yetersiz hissettiğinde çoğu zaman ilgisini kaybeder. Bu nedenle küçük hedeflerle başarı duygusunu yaşamasını sağlamak gerekir. Her “Başarabildim” deneyimi, onun güvenini güçlendirir. “Yapabilirim!” hissi, kalıcı motivasyonun temelidir.
Anne babaların çabayı takdir etmesi, sonucu övmekten çok daha değerlidir. Çünkü önemli olan süreçte gösterdiği azim ve kararlılıktır. Bu yaklaşım, başarısızlık korkusunun yerini deneme cesaretine bırakır.
Anne babanın desteği kadar rol model olması da önemlidir. Çocuğa hedef koymayı öğretmenin en etkili yolu, bunu kendi yaşamında göstermektir. Mesela “Bu hafta koridoru boyama hedefim var. Bunun için ilk olarak Cuma akşamı boya malzemeleri alacağım” gibi normal hayatın içinde planlama ve ilerleme sürecini adım adım gerçekleştirme gösterilebilir.
Çocuğun Potansiyeli Görmek: Alışkanlık Kazandırma
Bir çocuğun potansiyeli hemen ortaya çıkmayabilir. Ancak günlük sorumluluklar, ona hayatını düzenleme ve planlama becerisi kazandırır. Bu süreçte edinilen küçük alışkanlıklar, ileride büyük hedeflere ulaşma yolunda güçlü bir motivasyon kaynağı olur.
Peki, günlük sorumluluklar neler olabilir?
· Yatağını toplamak
· Akşam yemeğinden sonra bulaşıkları makineye dizmek
· Yıkanan çamaşırları asmak
· Evi süpürmek
Bu tür görevler çocuğa düzen, sorumluluk ve başarı hissi kazandırır.
Bazen büyük hedefler çocuk için yorucu olabilir. Hedefin sonucuna ulaşmak uzun zaman alıyorsa çabalamak anlamsız gelebilir. Bu noktada parçalara ayırma tekniği etkili bir yöntemdir. Büyük hedefi küçük, ulaşılabilir adımlara bölmek hem ilerlemeyi görünür kılar hem de motivasyonu korur.
Mesela bir müzik aletini çalabilmek için şu adımlar izlenebilir:
· Haftalık bir melodi çalışılabilir.
· Her gün notanın küçük bir bölümü pratik edilebilir.
· Öğrenilen kısım için takvime hedefe ulaşıldığına dair tik atılabilir.
Bu yöntem, çocuğa hem sabır hem de istikrarlı olmanın değerini öğretir. Her küçük adım, bir sonraki hedefin basamağı olur.
Gerçek Değer: Azim ve Sebat
Çocuklara hedef belirlemeyi öğretmek, aslında onlara yön duygusu kazandırmaktır. Çünkü insan, nereye gideceğini bilmeden ilerleyemez. Hedef koymak kadar o hedefe giderken sabırlı ve kararlı olmayı da öğrenmek gerekir.
Hayat, sadece ulaşılan sonuçlardan ibaret değildir; asıl değer, o sonuca giden yolda gösterilen gayret ve azimdedir. Gerçek terbiye, varılacak yere değil; oraya yürürken gösterilen sebatta gizlidir.