Böylece lider Galatasaray ile arasındaki puan farklı şimdiden 4 puana çıkmış oldu. Şampiyonlar Ligi’ne beklenmedik şekilde havlu atan Fenerbahçe’de büyük umutlarla göreve başlayan efsanevi teknik direktör Jose Mourinho ile yollar ayrılmıştı. Ardından Avrupa Ligi, Türkiye Kupası ve Süper Lig hedeflerine fokuslanan Fenerbahçe, yeni teknik sorumlu olarak Demenico Tedesco ile anlaştı.
40 yaşındaki genç teknik adam, bir İtalyan ekolü olarak sarı-lacivertlilerdeki kötü gidişata son vermek adına göreve başladı. Farkındaysanız bu teknik adam tercihi müspet, menfi birçok yorumu beraberinde getirdi. Bazıları bu teknik direktörün Jose Mourinho gibi bir isimden sonra düşük bir profil olacağını konuşurken, kimileri içinse doğru bir tercih olarak görüldü.
Bildiğiniz gibi Süper Lig özelinde uzun yıllardır yabancı teknik adamlar başarılı olamıyor, onların elinden beklenen şampiyonluk bir türlü gelmiyordu. Son olarak 2006-2007 sezonunda teknik direktör Zico ile Fenerbahçe şampiyonluğa ulaşmıştı. O yıllardan beri bariz bir Türk teknik adam üstünlüğü olan ligimizde, kimin değirmenine su taşınıyor bilinmez, bir şekilde her dönem yabancı denemesi yapılıyor.
Bu konu özelinde belki de federasyon kanadının önlem alması ve yabancı teknik direktör standartlarını sert şekilde belirlemesi gerekiyor. Örneğin tıpkı dönem dönem yabancı oyunculara yapılan sınırlama gibi Süper Lig takımlarının iki sene içerisinde birden fazla yabancı teknik adamla anlaşmasının yasaklanması gibi.
Yeni Teknik Adam Fenerbahçe’de İş Yapar mı?
Tüm bu tartışmalar bir kenara dursun Demenico Tedesco’nun kariyerine birde yakından bakalım. Tedesco profesyonel anlamda ilk olarak Erzgebirge Aue isimli Alman Üçüncü Lig takımında başladı. Ardından Schalke, Spartak Moskova, Leipzig teknik direktörlüğünü gerçekleştirdi. Son olarak Belçika Milli Futbol Takımı’nı çalıştırmıştı.
Çiçeği burnunda teknik adamın iyi olduğunun savunanların en önemli çıkış noktası yine Belçika takımını çalıştırırken oynattığı kolektif ve etkili futbol oldu. Gel gelelim Türkiye Süper Ligi sıkıntılı, puslu, sorunlu ve parçalı bulutluydu. Yani burada işler o kadarda kolay değildi. Nede olsa dünyanın en iyilerinden biri olan ‘’special one’’ bile bu şehirde tutunamamış, bu ligden kabin boy bir valizi yanına alarak kaçmıştı.
Tüm bu cevap bekleyen sorular ışığında Fenerbahçe’nin başında çıktığı ilk maçı zorda olsa kazanmasını bildi. Trabzonspor galibiyeti Tedesco’nun verdiği ilk büyük sınav olmuştu, ama yerini sağlamlaştırması adına ikinci maç hemencecik gelip çatmıştı. Bir erteleme maçı olan Alanyaspor karşısına eksikleri ile çıkan Tedesco, ikinci sınavın ilk dersinden geçmekte bir hayli zorlandı.
Yeni teknik direktör yönetiminde kendi evinde sahaya çıkan Fenerbahçe’de kalede İrfan Can Eğribayat vardı. Defans hattında Milan Škriniar, Nelson Semedo, Jayden Oosterwolde, Archie Brown dörtlüsü ile dizildi sarı-lacivertliler. Orta sahasında İsmail Yüksek, Fred, Sebastian Szymański, Talisca ve Oğuz olan Fenerbahçe’de forvette Yusuf en-Nesiri performansını ortaya koydu.
Maça hızlı başlayan Fenerbahçe rakibi kendi yarı sahasına hapsetti diyebiliriz. Fakat bu aslında Alanyaspor tarafından ortaya koyulan bir taktik yapısıydı ve aynı taktiği Beşiktaş karşısında da sergilemişlerdi. Dolayısı ile dakikalar 18’i gösterdiğinde Alanyaspor’un kontra taktiği meyvesini verdi ve o dakikaya kadar kendi seyircisi önünde tek kale oynayan Fenerbahçe kalesinde golü görmüş oldu.
Bu beklenmedik gol sonrasında sahadaki futbolcular adeta buz kesti, fakat Fenerbahçe seyircisi yoğun destekleri ve tezahüratları ile saha içindeki futbolcuların kısa süre içerisinde toparlanmasına zemin hazırladı. Alanyaspor adına İbrahim Kaya tarafından atılan gol sonrası, Fenerbahçe ataklarını sıklaştırmak istedi.
Fakat takım halinde çok iyi savunma yapan Alanyaspor bir türlü çözülmek bilmiyordu. İlk yarı bu skorla geçilmiş oldu ve Fenerbahçe kendi seyircisi önünde soyunma odasına geride girdi. İkinci yarıda oyuna Oğuz Aydın yerine İrfan Can Kahveci girdi. Yetenekli oyuncunun maça dahil olmasından sonra Fenerbahçe rakip yarı sahada daha etkili pozisyonlar bulmaya başladı.
Hemen ardından dakikalar 55’i gösterirken Fenerbahçe, VAR incelemesi sonucu çok tartışılacak bir penaltı pozisyonu kazandı. Penaltı pozisyonu için duran topların tecrübeli ismi Anderson Talisca topun başına geçti. Fakat yıldız futbolcu tıpkı Göztepe maçında olduğu gibi yine penaltı fırsatını gole çeviremedi. Bu pozisyon stadyumdaki taraftara adeta saç baş yoldurdu diyebiliriz.
Fenerbahçe Şansızlığı Diye Bir Şey Var
Bunun adına Fenerbahçe şanssızlığımı demek lazım bilemiyorum ama bu şansızlık henüz bitmemişti ve bu maç daha çok sıkıntılara gebeydi. Dakikalar ilerliyor, taraftarlar Kadıköy’de heyecandan yerinde duramıyor ve Fenerbahçe aradığı golü bir türlü bulamıyordu. Dakikalar 72’yi gösterdiğinde Fenerbahçe adına sahneye çıkan beklenmedik bir isim olacaktı.
Sarı-lacivertli camia aradığı gol sevincini defans hattında mücadele veren Nelson Semedo ile buldu. Maçı 1-1’e getiren Semedo’nun golü sonrası sahada ve tribünlerde adeta seferberlik ilan edildi. Fenerbahçe taraftarları takımına yoğun bir şekilde destek veriyor, oyuna sonradan giren Cenk Tosun ve Levent Mercan iyi bir performans sergiliyordu.
Ardından Fenerbahçe’nin iki sezondur en yüksek gol beklentisi ile oynayan santraforu Yusuf en-Nesyri bir kez daha sahne aldı ve 77.dakikada durumu 2-1’e getiren golü kaydetti. Bu golün ardından sarı-lacivertliler aradığı galibiyete müthiş bir geri dönüş sergileyerek çok yaklaşmış oldu. Fakat uzatma dakikalarında Alanyaspor maçın henüz bitmediğini ve son sözü söyleyeceğini açıkladı.
Dakikalar 90+3 gösterirken kaleci İrfan Can Eğribayat çok büyük bir hata sonucu topu elinden kaçırdı ve top bir kez daha Fenerbahçe filelerini havalandırmış oldu. Yusuf Özdemir tarafından kafa vuruşu ağlarla buluşunda Kadıköy adeta sessizliğe gömüldü ve özellikle top kaleci İrfan Can’a geldiğinde taraftarlardan ıslık sesleri yükseldi.
Lider Galatasaray’la Puan Farkı Açılıyor
Lider Galatasaray’la puan farkı açılmaya başlayan Fenerbahçe’de işler iyi gitmiyor gibi gözüküyor. Ligin henüz ilk haftalarında felaket tellallığı yapmak istemiyor olsam da aslında çarşambanın gelişi perşembeden belli oluyor. Özellikle her yolun denenmesine rağmen beklenen şampiyonluk hasretinin bir türlü gelmemesi ve futbol branşında camianın başarıya hasret durumu işleri içinden çıkılmaz bir hale getiriyor.
Fenerbahçe yönetimi bu kötü gidişata ve camianın ihtiyaç duyduğu başarılara dokunacak mesafeye kadar geliyor olsa da bir türlü elde edemiyor. Şayet bu yeni teknik direktör hamlesi de başarısız haftalarla sonuçlanırsa, seçim arifesine giren Başkan Ali Koç ve yönetimin işi oldukça zor. Bakalım gelecek haftalar ve Avrupa Ligi mücadelesinde oynanacak olan Dinamo Zagreb maçı camia adına nasıl sonuçlanacak, hep birlikte bekleyip göreceğiz.