Fenerbahçe’de Bir Devir Resmi Olarak Sona Erdi!

Her zaman bahsettiğimiz gibi spor branşları arasında futbol, futboldan çok daha fazlasıdır. Fenerbahçe açısından son dönemde gerçekleşen başkanlık meseleleri bunun en net kanıtı olarak karşımıza çıkıyor. Fenerbahçe Spor Kulübü dönem dönem adından söz ettiren ve genelde uzun süreli olan başkanlıklar yaşadı.

İlk olarak Fenerbahçe’nin tarihi başkanlarından Şükrü Saraçoğlu 1934 – 1950 yılları arasında tam 16 sene başkanlık görevinde bulundu. 6 Milli Küme, 6 İstanbul Futbol Ligi, 2 Türkiye Futbol Şampiyonası, 1 İstanbul Futbol Kupası, 2 Başbakanlık Kupası başkanlığı döneminde kazanılan başarılar arasında. Ardından Faruk Ilgaz 1966 – 1974 yılları arasında 8 yıl başkanlık dönemi geçirdi.

Bu süreye, 4 Türkiye Futbol Ligi, 2 Türkiye Kupası, 2 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 1 Balkan Kupası, 1 Başbakanlık Kupası başarılarını sığdırdı. Ardından 1976 – 1980 ve 1983 – 1984 yıllarında tekrar görev aldı. Yine 2 farklı dönemde görev alan Ali Şen Fenerbahçe’nin unutulmaz başkanları arasındaydı. Fenerbahçe’de 20 yıllık efsane başkan dönemi ise Aziz Yıldırım ile başladı.

Türk futbolu ve Fenerbahçe adına birçok önemli anı bu dönemde yaşayacaktık. 1998 – 2018 yılları arasında Fenerbahçe Başkanlığı yapan efsane isim kulüp için sayısız başarılar kazandırdı hatta ve hatta Fenerbahçe adına cezaevine bile girdi. Aziz Yıldırım döneminde 6 Türkiye Futbol Ligi, 2 Türkiye Kupası, 3 Süper Kupa, 1 Başbakanlık Kupası kazanıldı.

Ardından Ali Koç aranan taze kan olarak Fenerbahçe seçimleri ile Spor Kulübünün yeni başkanı oldu. Çok büyük beklentilerle gelen çiçeği burnunda başkan, özellikle futbol branşında bir türlü gelmeyen başarılar yüzünden oldukça sıkıntılı süreçler geçirdi. Oysaki 7 yıllık başkanlık serüveninde Basketbol Süper Ligi, Kadınlar Basketbol Süper Ligi, IBWf Eurocup, Sultanlar Ligi, Efeler Ligi, Türkiye Kürek Şampiyonası, Türkiye Atletizim Süper Ligi, Avrupa Basketbol Ligi gibi birçok branşta sayısız başarılar kazandı.

Bunların birçoğu Fenerbahçe camiası hatta ülkemiz için bir ilk niteliğinde olsa da çok göze çarpmadı. Maalesef günümüz sporundaki başarı parametresi futboldan geçiyor. Üstelik sadece bizde değil uluslararası alanda da futbolun büyüleyici bir gücü olduğu aşikar. O sebepten yazımızın başında belirtiğimiz gibi futbol, futboldan çok daha fazlası.

Ali Koç Dönemi Farklı Branşlarda Başarılar

Ali Koç Fenerbahçe’nin başkanlığına büyük beklentilerle geldiğinde, taraftarların gözünde futbol takımını şampiyon yapacak bir lider olarak görülüyordu. O dönemde yaşanan başarısızlıkların sorumlusu büyük ölçüde Aziz Yıldırım’a yüklenmişti ve Koç, bu algıyla birlikte umutların merkezi olmuştu. Ancak geçen süreçte futbol branşında istenen başarılar gelmeyince, kamuoyu büyük oranda futbola odaklanarak Koç dönemini topyekûn başarısız saymaya başladı. Oysa işin gerçeği çok daha farklıydı.

Futbolun gölgesinde kalan basketbol takımı, ligde ve de Avrupa’da önemli galibiyetlere imza attı. Erkek basketbol takımı Final Four mücadelelerinde adından söz ettirirken, kadın basketbol takımı EuroLeague Women şampiyonluğunu kazanarak kulüp tarihine altın harflerle geçti. Voleybolda da benzer bir tablo vardı. Kadın voleybol takımı Türkiye Ligi’nde ve uluslararası turnuvalarda zirveyi zorladı, şampiyonluklar elde ederek Fenerbahçe’nin adını dünyaya duyurdu.

Sadece salon sporlarıyla sınırlı kalmayan başarılar, atletizm ve kürek branşlarında da kendini gösterdi. Atletizmde birçok milli sporcunun yetişmesine ve rekorlar kırılmasına destek sağlandı. Kürek takımı, ulusal ve uluslararası yarışlarda madalyalar toplayarak kulübün branş çeşitliliğinde gücünü kanıtladı.

Tüm bu tabloya rağmen kamuoyunun bakış açısı futbolla sınırlı kaldı. Futboldaki başarısızlıklar gündemi domine ettiği için Fenerbahçe’nin farklı branşlarda kazandığı sayısız başarı geri planda kaldı. Ezcümle Ali Koç’un dönemi aslında sadece futbol özelinde değil, kulüp bazında birçok spor dalında önemli zaferlerin yaşandığı bir dönem olarak tarihe geçti.

Ali Koç Futbolda Neden Başarısız Oldu

Ali Koç başkanlık dönemi sürecinde en çok tartışılan konu futboldaki başarısızlıklar oldu. Göreve geldiği günden bu yana yapısal sorunlara dikkat çeken Koç, özellikle “futbolda bir yapı var” söylemiyle gündeme oturdu. Ona göre var olan bu kurgusal yapı, sistemli bir şekilde Fenerbahçe’nin önünü kesiyor ve özellikle ezeli rakip Galatasaray kollanıyordu. Haklı olduğu nokta şuydu ki, Türk futbolunda adalet tartışmaları hiçbir zaman bitmedi. Hakem hataları, federasyon kararları ve ligin yönetim biçimi her daim eleştirildi. Ancak her sezon yaşanan başarısızlıkları tek bir noktaya bağlamak, zamanla camia içinde inandırıcılığını yitirdi.

Koç’un haksız bulunduğu asıl mesele ise, takımın saha içindeki eksikliklerini ve yönetimsel hatalarını sürekli bu “futbolda yapı” söylemiyle gölgelemeye çalışmasıydı. Taraftarlar her defasında aynı açıklamaları duymaktan yoruldu. Başlangıçta dikkat çeken bu argüman, zamanla kabak tadı verdi. Fenerbahçe camiası, yıllarca şampiyonluk hasretiyle yaşarken artık sabrın tükendiği bir noktaya geldi. Yapı söylemi, kulübün gerçek problemlerinin önüne set çekmiş gibi algılandı ve Koç’un kredisi hızla tükendi.

Son seçimde de bu durumun etkisi açıkça görüldü. Camia artık yeni bir ses, yeni bir vizyon arıyordu. Sadettin Saran karşısında Ali Koç’un seçimi kaybetmesinin temel nedenlerinden biri de taraftarın bu söylemlerden bıkması oldu. Futbolda başarı gelmeyince, ne kadar farklı branşlarda zaferler kazanılsa da futbolda “neden olmadı?” sorusu camianın zihninde en büyük kırılma noktası olarak kaldı.

Yeni Başkan Sadettin Saran

Fenerbahçe’nin yeni başkanı olan Sadettin Saran, iş dünyasında ve spor camiasında uzun yıllardır bilinen bir isim. 1964 doğumlu Saran, Amerika’da eğitim aldıktan sonra uluslararası şirketlerde önemli görevlerde bulundu. Daha sonra Türkiye’ye dönerek kurduğu şirketiyle medya, spor ve teknoloji alanlarında faaliyet göstererek iş dünyasında güçlü bir konum elde etti. Başarılı iş hayatı, onu sadece bir iş insanı değil aynı zamanda vizyoner bir yönetici olarak da öne çıkardı.

Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran ile kulübün bağı ise uzun yıllara dayanıyor. 1990’lı yılların sonunda kulüpte yöneticilik görevlerinde bulunarak spor camiasında da adını duyurdu. Fenerbahçe’nin farklı branşlarına yatırım yaparak destek vermesi, kulüp içindeki itibarını pekiştirdi. Sadece futbol değil, basketbol ve amatör branşlarda da kulübün yanında yer aldı. Taraftarın gözünde, iş tecrübesi ve Fenerbahçe sevgisiyle güven veren bir profil olarak öne çıktı.

Aslında Saran, daha önce de başkan adaylığına soyunmuştu. Bir önceki seçim döneminde adaylığını açıklamış, ancak süreç ilerledikçe adaylıktan çekilerek Ali Koç’un karşısına çıkmamıştı. O dönemde camianın bölünmesini istemediğini dile getirmiş, bu da taraftar nezdinde olgun bir tavır olarak yorumlanmıştı.

Ancak futbol takımının yıllardır süren başarısızlıkları, camianın yeni bir lider arayışını hızlandırdı. Bu kez Sadettin Saran kararlı bir şekilde yola çıktı ve yapılan seçim sonucunda Fenerbahçe’nin başkanı oldu. Başkanlık makamının gidişat açısından çok önemli olduğu futbol tarihimizde bakalım geçmişten alınan tecrübeler ışığında Fenerbahçe’nin yeni başkanı ortaya nasıl bir farklılık koyacak.