Yapay zekâ ilk zamanlarda daha çok matematiksel bir sistem gibi gözükse de bugünlerde yapmadığı bir şey yoktur desek yanılmayız. Yapay zekâ birçok alanı etkilemiştir ve etkilediği alanlardan birisi de sanat alanıdır. Mağara duvarlarına çizilen hayvan figürlerinden başlayan sanat insanın iç dünyasını dışa vurma biçimlerinden en etkilisi olmuştur. Sanat deyince aklımıza fırçayı eline almış bir ressam veya kalemiyle okuyucuları farklı dünyaların içine alan yazar gelirken şimdi işler biraz değişti. Sosyal medyada hepimiz denk gelmişizdir. Bir şiir veya bir resim gördüğümüz zaman “Yapay zekâ mı yazdı veya çizdi ?” gibi sorular sorulmuştur. Bu durumda doğal olarak “Sanat artık insana özgü bir üretim biçimi olmaktan çıktı mı?” gibi soruları bizlerin aklına getirmektedir. Bu yazımızda sanat ve yapay zekâ ilişkisinin yolculuğuna beraber çıkalım.
Sanat ve Yapay Zekâ İlişkisi
Yapay zekâ teknolojisin ilerlemesiyle sanat dünyasında yeni bir dönem başlıyor. Sanat sahnesinde yeni bir oyuncu olarak ortaya çıkan yapay zekâ sanatın üretilme ve algılanma biçimlerini değiştiriyor. Yapay zekânın sanatla ilişkisi görsel, işitsel ve metinsel örneklerin analiz etmesiyle başlar. Yapay zekâya binlerce tablo gösterildiği zaman öğrenmekle kalmıyor aynı zamanda kendi tarzına göre de yenilerini üretmeyi öğreniyor. Bir tabloya veya bir müziğe baktığımız zaman arka plandaki duyguyu ve hikayeyi görebiliriz. Peki, bunu bize yapay zekâ verebilir mi? Yapay zekâ yeniden üretme yapmıyor. Yapay zekâ daha önce var olan eserlerden harmanlama yaparak ortaya üretim çıkarıyor. Sanat genellikle sanatçının yaşadığı acıyı veya hissettiği üzüntüyü ve mutluluğu yansıtır. Sanatçının duygularıyla ürettiği eserlerine bakarken o duyguları hissederiz. Yapay zekâ ise bu duyguları hissetmez. Elinde bulunan verileri analiz ederek isteğe göre en uygun sonucu üretir. Bir yazar veya ressam farklı bir fikre ihtiyaç duyduğunda yapay zekâdan ilham alabilir. Tabi ki asıl üretici insandır fakat yapay zekâ gibi teknolojileri de bir araç olarak kullanarak fikir alabiliriz. Sanatçı bazen zorlanabilir ve farklı önerilere ihtiyacı da olabilir. Yapay zekâ ise gelişerek ve çeşitlenerek bu ihtiyaçlara cevap vermeye devam edecek gibi duruyor. Yapay zekâ edebiyat ve resim gibi çeşitli sanat dallarında da kullanılmaya başlanmıştır.
Yapay Zekâ ve Resim
Yapay zekâ ve resim ilişkisine baktığımızda ilk başta birbirine çok uzak iki alan görüyoruz. Fakat artık aralarındaki bu mesafe hızlı bir şekilde kapanmaktadır. Yapay zekânın görsel üretim araçları birkaç kelime betimlemelerini kullanarak ortaya farklı resimler çıkarabiliyor. Sanatçılar yapay zekâ araçlarını bir fırça gibi kullanarak onlardan destek alabiliyor. Yapay zekâya birkaç kelime veriyoruz ve saniyeler sonra ortaya yağlı boya tadında eserler çıkıyor. Yapay zekâ sanatçı gibi günlerce uğraşmadan hızlı bir şekilde resim yapıyor. Yapay zekâ hissetmeden ve uğraşmadan ortaya farklı kompozisyonlarda eserler çıkarıyor. İtiraf etmek gerekirse bu ilişki kıskanılacak bir durum. Yapay zekânın farklı sanat dallarında kullanılmaya başlanılmasıyla yeni bir düzene girildi. Bu yeni düzen hala bir tartışma konusu olsa da hem sanatçılar hem de sanatseverler tarafından yavaş yavaş kabul edilmesi gerekir. İlerleyen zamanlarda hayranlık duyduğumuz sanat eserlerinin altında yapay zekânın imzasını görmeye şimdiden kendimizi hazırlamalıyız.
Yapay Zekâ ve Müzik
Yapay zekânın işlevi sadece bilgi analiz etmek değildir. Yapay zekâ artık müzikte yapabiliyor. Evet, teknoloji o kadar hızlı gelişti. Yapay zekânın karmaşık bir mantığı bulunmuyor. Sisteme farklı dönemlerden ve türlerden milyonlarca müzik dinletiliyor. Sistem bu dinletme sayesinde hangi notanın hangisinden sonra geldiğini ve neyin nasıl bir duygu yarattığını öğreniyor. Tabi ki bu öğrenme bizim gibi duyguları içeren bir süreç değil. Verilere ve kalıplara bakarak analizler yapıyor. Daha sonra yapay zekâya “Neşeli bir parça” diyorsun ve birkaç saniye sonra ortaya hop bir melodi çıkıyor. Yapay zekâ müzisyenler için destek verici bir araçtır. Bazen ilham gelmediğinde veya bir melodiye yön verilmek istenildiğinde yapay zekâdan destek alınabiliyor. Yapay zekânın bu işleyişi bazı müzisyenleri rahatsızda ediyor. Çünkü sanatın insana özgü olduğu ve yapay zekâ gibi sistemlerin duygudan çok uzak olduğu tartışmanın başında geliyor. Haklılar mı? Evet, haklılık payları bulunuyor. Yapay zekâ üzülmedi, aşk acısı çekmedi veya mutlu olmadı. Fakat yapay zekânın da milyonlarca sanat eserlerini analiz ederek yeni ürünler ortaya çıkardığını da unutmamak gerekir.
Yapay Zekâ ve Edebiyat
Yapay zekânın etkilediği alanlardan birisi de edebiyattır. Evet, yapay zekâ artık şiir yazıyor, öykü kuruyor veya masal kurguluyor. Müzik ve resimde olduğu gibi yapay zekâ milyonlarca edebiyat eserlerini analiz ediyor. Bu analizler doğrultusunda kalıpları, yapıları ve duyguları öğreniyor. Daha sonra da istenilen türe göre en uygun edebiyat metinlerini ortaya çıkarıyor. Yapay zekâ ve edebiyat ilişkisi de diğer sanat dallarında olduğu gibi bazı sanatçılar açısından tartışma konusu haline geldi. Yazarlara ilham gelmediğinde veya farklı bir fikre ihtiyacı olduğunda yapay zekâ yardımcı bir araç olacaktır.
Yapay Zekânın Sanat Alanındaki Geleceği
Sanat alanında yapay zekânın kullanımı farklı tartışmaları beraberinde getirse de sanat için yeni bir dönemin kapılarının açıldığını kabul etmek gerekir. Artık teknoloji çağında yaşadığımıza göre yaşanan gelişmelere de ayak uydurmak zorundayız. Yapay zekâ sanat dallarında kullanılarak farklı eserler ortaya çıkarılmaya başlanmıştır. Bunlar her ne kadar taklit eserler olsa da yapay zekâ ve sanat ilişkisi gelişmeye devam edecektir. Yapay zekâ ile üretilen sanat eserleri yeni bakış açılarının da yolunu açmıştır. Yapay zekânın sanata etkisini kesin bir şekilde görmemiz ilerleyen yıllarda daha net olacaktır. Fakat şunu kabul etmemiz gerekir ki yapay zekâ ile üretilen sanat eserleri hem sanata erişilebilirliği kolaylaştırmış hem de sanatın sınırlarını genişletmiştir.