Sardes Antik Kenti UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde

Sardes Antik Kenti ve Bin Tepeler Lidya Tümülüsleri Antik dönemin izlerini günümüze taşıyan eşsiz kalıntılarıyla dünyada da ilgi çeken yerler arasındadır. Bu eşsiz antik kent UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne eklenerek tarihi ve kültürel önemini hem ülkemize hem dünyaya bir kez daha hatırlattı.

Yerli ve yabancı turistler tarafından en çok ziyaret edilen yerlerden birisi olan Sardes Antik Kenti antik çağa uzanan tarihiyle önemli bir açık hava müzesidir. Paranın doğduğu yer olarak da bilinen bu eşsiz yer UNESCO tarafından listeye alınarak gözleri bir kez daha üzerine çevirdi. Bu kenti bu kadar önemli yapanın ne olduğuna, Dünya Mirası Listesi’ne alınmasının önemine ve ülkemize faydalarına kısaca göz atalım.

Sardes’in Tarihi

Sardes Antik Kenti Manisa’da yer alan ve demir çağının izlerini taşıyan önemli yerlerden birisidir. Lidyalılara da başkentlik yapmasıyla bilinen bu antik kent köklü bir geçmişe sahiptir. Burasını önemli yapan birçok nokta bulunuyor. Biliyoruz ki parayı ilk olarak Lidyalılar buldu. Sardes Antik Kenti’de Lidyalılar’a ev sahipliği yaptığı için paranın da burada basıldığı biliniyor. Burası yine Kral Yolu’nun başlangıcı olarak da bilinmektedir. Jeopolitik konum olarak da çok önemli olan bu antik kent içerisinde birçok tarihi yapı vardır. Özellikle bu antik kent içerisinde yer alan Bin Tepeler önemli bir ziyaret noktasıdır.

Bin Tepeler soyluların ve Lidya kraliyet ailesinin defnedildiği bir tümülüstür. İrili ufaklı tümülüslerin bulunduğu bu bölge Sardes’i daha da önemli kılmaktadır. Hem tarihi önemi hem de görüntüsüyle burası en çok ziyaret edilen yerlerdendir. Sardes ulaşım, ticaret ve idari açıdan Anadolu’nun en önemli şehirlerinden birisiydi. Sardes yaklaşık olarak 100 yıl hakimiyet sürmüştür. Sardes bölgeden elde ettiği doğal altın alüvyonu sayesinde de büyük bir servete de kavuşmuştur. Bundan dolayı kent “Altın Sardes” diye de anılmıştır. Sardes Kenti içerisinde birçok tarihi yapı yer aldığı kadar surlarda vardır. Bu surlar şehri savunmak amacıyla inşa edilmiştir ve surların bir kısmı günümüze kadar ulaşmıştır.

Sardes Antik Kenti’nin UNESCO Yolculuğu

Sardes Antik Kenti 2013 yılından itibaren zaten UNESCO listesinde bulunuyordu. Fakat Sardes UNESCO’nun geçici miras listesinde yer alıyordu. Bakanlığın ve diğer yetkili kişilerin isteğiyse kalıcı miras listesine bu kentin alınmasıydı. Kültür ve Turizm Bakanlığının bu konudaki çalışmaları geçtiğimiz günlerde nihayet sonuç verdi. Bakanlıktaki uzmanlar ve diğer yetkili kişiler Sardes Antik Kent’inde yoğun bir araştırma gerçekleştirdiler. Bölgede yapılan incelemeler ve araştırmalar sonucunda Sardes UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesi’ne alınarak tarihi ve kültürel önemi bir kez daha hatırlatılmış oldu. Bu sayede ülkemizin UNESCO listesindeki miras alanının sayısı 22’ye yükselmiştir.

Sardes Antik Kenti’nin Kültürel ve Sanatsal Mirası

Sardes Antik Kenti’nden bahsederken sadece arkeolojik öneme sahip bir bölge olduğundan bahsetmemiz doğru değildir. Bu antik kent var olduğu sürece kültür ve sanatın da merkezi olmuştur. Sardes’in içinde antik çağdan kalma birçok eser vardır. Bu kentte ilk tiyatro eserlerine de rastlanılmıştır. Tiyatro eserlerinin bulunması kentin sanat alanında da ilerlemiş olduğunu çok net bir şekilde bizlere gösteriyor. Mezarlıklar, hamamlar, mahkeme binaları ve antik çağın ruhunu yansıtan evler gibi alanlar antik kent içerisinde yer alır. Bu eserlere bakarak kentin sanat, mimari ve kültür açıdan diğer antik kentlere göre daha önde olduğunu görüyoruz.

Kültürel Bir Mirasın UNESCO Dünya Mirası Listesine Girmesinin Faydaları

Sardes Antik Kenti UNESCO geçici listeden kalıcı dünya mirası listesine alındı. Hem antik kent hem de ülkemiz açısından önemli bir gelişme olan bu karar bizlere şu soruyu sorduruyor: Bir kültür varlığının UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmesinin önemi nedir? Bu sorunun cevabına kısaca göz atalım.

· Kültürel bir varlık UNESCO listesine alındığı zaman sadece o bölgenin veya ülkenin değil tüm insanlığının ortak mirası olarak kabul edilir. UNESCO listeye aldığı mirasın evrensel önemini ortaya çıkartır.

· Dünya Mirası Listesi’ne alınan bir kültür varlığının bilinirliği artar. O bölge hem yerli hem de yabancı turistler için bir cazibe merkezi haline gelir. Bu sayede bölgeye yoğun bir ziyaret gerçekleşeceği için turizm gelirleri de artar. Kültür varlığının bulunduğu bölgenin yerel ekonomisi de canlanır. Fakat bu durumun çok dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerekir. Aşırı bir ziyaret mirası tehdit edebilir.

· Listeye alınan kültür varlıkları hem UNESCO hem de bulunduğu kentin insanları tarafından koruma altına alınır. Bu sayede mirasın gelecek kuşaklara korunarak sağlıklı bir şekilde aktarılması için gerekli olan ortam oluşturulur.

· Bazı kültürel miraslar doğal çevreyi de kapsadığı için çevresel koruma açısından da uluslararası bir sorumlulukta ortaya çıkar. Bu sayede hem kültürel değerler hem de doğal değerlerde korunmuş olur.

· Bir kültürel varlığın UNESCO listesine girmesi yerel halk için de bir gurur kaynağı olur. UNESCO listesi o bölgenin kültürüne ve tarihine duyulan saygıyı pekiştirir. Yerel halk kültürel mirasa sahip çıkma konusunda daha da bilinçlenir.

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde Yer Alan Ülkemizdeki Diğer Yapılar

· Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (Sivas),

· İstanbul’un Tarihi Alanları,

· Göreme Millî Parkı ve Kapadokya (Nevşehir),

· Hattuşa: Hitit Başkenti (Çorum),

· Nemrut Dağı (Adıyaman),

· Hierapolis – Pamukkale (Denizli),

· Xanthos – Letoon ( Antalya-Muğla),

· Safranbolu Şehri (Karabük),

· Truva Arkeolojik Alanı (Çanakkale),

· Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi (Edirne),

· Çatalhöyük Neolitik Alanı (Konya),

· Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğuşu (Bursa),

· Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı (İzmir),

· Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri(Diyarbakır),

· Efes (İzmir) ,

· Ani Arkeolojik Alanı (Kars),

· Afrodisias (Aydın) ,

· Göbeklitepe (Şanlıurfa),

· Arslantepe Höyüğü (Malatya),

· Gordion (Ankara),

· Anadolu’nun Orta Çağ Dönemi Ahşap Hipostil Camileri.

Sardes Antik Kenti bizlere ülkemizin kültürel miras konusunda ne kadar da zengin bir yer olduğunu bir kez daha gösterdi. Kazı çalışmalarıyla gün yüzüne çıkarılanlar kadar hala toprağın altında bizleri bekleyen birçok kültürel miras bulunmaktadır. Onlarda gün ışığına çıkarılıncaya kadar keşfedilen Sardes gibi antik kentlerimize sahip çıkarak gelecek nesillere aktarmalıyız. Çünkü antik kentler toplumun geçmişini, geleceğini ve yaşam biçimlerini yansıtan eşsiz alanlardır. Kültürel miraslarımızı daha yakından tanımak istiyorsanız ziyarete Sardes Antik Kenti’nden başlayabilirsiniz. Gece müzeciliği kapsamına da alınan bu yer sizleri gündüz olduğu kadar akşam saatlerinde de tarihi bir yolculuğa çıkaracaktır.