Dünya Kupası elemelerine Gürcistan galibiyeti ile başlayan Türk Milli Takımı, ardından beklenmedik bir sonuçla İspanya mağlubiyetini en acı şekilde yaşamıştı. Daha sonra Bulgaristan maçını farklı kazanan a millilerimiz, yeniden özgüven kazanmak ve İspanya karşısında kaybettiği rüştünü tekrar ispat etmek adına bir kez daha Gürcistan karşına çıkacaktı.

Son yılların flaş takımlarının başında gelen Gürcistan, bildiğiniz gibi son Avrupa Şampiyonası müsabakasındaki rakiplerimiz arasındaydı. Gürcistan ile kendi evimizde oynayacağımız mücadele Dünya Kupası play-off aşaması adına oldukça önemliydi. Öte yandan rakibimize Tiflis deplasmanında üstünlük kurmuş ve Gürcüleri kendi evlerinde 3-2 mağlup etmeyi başarmıştık.

İspanya hezimeti sonrasında oldukça iyi bir reaksiyon gösteren ‘’Bizim Çocuklar’’ Bulgaristan engelini hatasız geçmiştik. Bu galibiyetin ardından Turca Kocaeli Stadyumu ve harika taraftarlarımız eşliğinde komşumuz Gürcistan’ı ağırladık. Maç öncesi özellikle yedek kalecilerimizden Berke Özer ile ilgili yaşanan gelişmeler gündeme damgasını vurmuştu.

Teknik direktör Vincenzo Montella tarafından yapılan açıklamalar, federasyonun konuya bakış açısı ve spor kamuoyu hepimizi bir hayli germişti. Hemen hepimizin aklına 2008 Avrupa Şampiyonası özelinde yaşanan olumsuzluklar gelmişti. Tüm bu sıkıntılar ve düşünceler ışığında Kocaeli Stadyumu biletlerin hepsini tüketen taraftarlarımız ile dolmuş ve ilk düdük sesi ile eşsiz destek başlamıştı.

Milli Takımımızda Dört Değişiklik Vardı

Millilerimiz sahaya kalece Uğurcan Çakır, defans hattında Mert Müldür, Merih Demiral, A. Bardakçı, E. Elmalı dörtlüsü vardı. Orta sahamızda İsmail Yüksek, Hakan Çalhanoğlu, Yunus Akgün, Arda Güler, Kenan Yıldız ve ileride K. Aktürkoğlu boy gösterdi. Teknik patron Vincenzo Montella Bulgaristan maçından farklı bir kadro tercihi gerçekleştirdi.

Aslında ilk düdük sesi ile maç oldukça dengede başladı, hatta ilk pozisyonu savunmada millilerimizi az adamla yakalayan Gürcistan buldu. Bu pozisyon sonrasında A. Bardakçı’nın asisti ile Kenan Yıldız kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda oldukça klas bir aşırtma vuruşu ile Mamardashvili’yi mağlup etti ve VAR incelemesinin ardından ay yıldızlı takımızın 1-0 öne geçti.

Ardından baskılı oyun anlayışına devam eden a millilerimiz Hakan Çalhanoğlu’nun duran top ortasında Merih Demiral tarafından ikinci golü buldu ve skor 2-0 oldu. İlk yarıdaki diğer golümüz 35. dakikada Yunus Akgün tarafından kaydedildi ve durum 3-0 oldu. İlk yarıda sahada basmadık yer bırakmayan millilerimiz zorlu Gürcistan mücadelesinde adeta fırtınalar estirdi.

Harika bir performans gösteren Hakan Çalhanoğlu bir kez daha Merih Demiral’ı topla buluşturdu ve ilk yarının skoru belirlenmiş oldu. Soyunma odasına kendi evinde 4-0 giren millilerimiz adeta sahaya ışık saçıyordu. İkinci yarının tek golü ise maalesef rakip Gürcistan Milli Takımı adına Giorgi Koçoraşvili’den geldi.

İkinci Yarıda Millilerimizin Performansı Korkuttu

Koçoraşvili tarafından atılan bu gol adeta geliyor der gibiydi. Gol sonrasında da Gürcüler önemli pozisyonlar buldular. Özellikle ikinci yarıda takım oyununda zaman zaman kopuk bir görüntü veren millilerimiz kelimenin tam anlamıyla rehavete kapıldı diyebiliriz. Maçı izleyen hepinizin malumu olduğu üzere ikinci yarıda rakibin topla daha sık oynamasına izin verdik. Bu durum geçiş oyunlarına yerinde müdahale edemememize ve kontra atak şanslarını değerlendirmekte zorlanmamıza sebep oldu.

Ayrıca teknik direktör Vincenzo Montella tarafından gol öncesi yapılması gereken oyuncu değişiklikleri gecikti diyebiliriz. Fakat her ne olursa olsun esas hedefimiz olan Dünya Kupası katılımı olmalıdır. 2002 yılından beri hasret kaldığımız bu seviye ülkemiz futbolunun geleceği adına oldukça önemli bir seviye. FIFA tarafından 2026 yazında Kuzey Amerika’da düzenlenecek olan bu turnuva aynı zamanda 23. Dünya Kupası organizasyonu olarak tarihe kaydedilecek.

Bu tarihi kayıtta tarihi bir başarı yakalayıp tam 24 yıl sonra yeni bir başarı ülke futboluna armağan etmeliyiz. Şimdi bu büyük organizasyon öncesi iki maçımız daha kaldı. Unutmayalım ki İspanya karşısında aldığımız tarihi yenilgi ayaklarımızın daha iyi yere basmasına neden oldu. Bulgaristan ve Gürcistan müsabakalarında aldığımız farklı galibiyetler ve attığımız 10 gol bunun en önemli kanıtı niteliğinde.

Bulgaristan maçından en kötü bir puan alsak bile play-off mücadelelerine kazanmaya hak kazanacağız. Kaldı ki ikincilik yarışındaki en önemli rakibimiz Gürcistan ise gurubun en favori ekibi İspanya ile mücadele edecek. Bu durumda Gürcistan’ın oradan 3 puanla dönmesi oldukça zor gözüküyor. Önce Bursa’da Bulgaristan Milli Takımı ile mücadele edecek olan millilerimiz, ardından Sevilla deplasmanında İspanya Milli Takımı ile guruplardaki final maçını gerçekleştirecek.

Bu Milli Takım Herkesi Yenebilecek Güçte

Euro 2024’den bu yana herkesin istekli olduğu ve takımdaki tüm futbolcular gol katkısı verdiği bir milli takım karşımızda. Millilerimiz bizlere oldukça güzel günler vadediyor diyebiliriz. Her ne kadar dört günde on gol attığımız için bazı konular unutuluyor ve konuşulmuyor olsa da rakiplerin durumları ve kalitesi bizi yanıltmamalı diye düşünüyorum.

Şayet hedef Dünya Kupası mücadeleleri ise bizim esas rakibimiz İspanya olmalıdır. Olmalıdır ki bu seviyeleri çok daha rahat geçerek kalıcı hale getirebilelim. Gürcistan ve Bulgaristan takımları gibi rakipleri ana hedef haline getirirsek bu bizi oldukça yanıltan bir kolaya kaçış olabilir. Yani en azından İspanya karşısında Türk Milli Takımı olarak dişe diş bir mücadele ortaya koymamız gerekiyor.

Örneğin Arda Güler’in performans anlamında vitesi ikiye takması, Can Uzun isminin milli takıma daha hızlı kazandırılması, kaleci konusuna net bir karar verilmesi ve Kerem Aktürkoğlu’na yardımcı bir santraforla Dünya Kupası’na gidilmesi gibi konular bir an önce gündeme alınmalıdır. Şimdi Gürcistan takımı ile puan farkını altıya çıkardık ve oldukça rahatladık.

Uluslar Ligi ve gurup ikincileri içerisinden gelecek olan olası rakiplerimiz bizim için çok önemli. Özellikle Gürcistan maçında oynadığımız ilk yarı futbolu, İspanya takımının bize karşı oynadığı performansla benzeşiyordu. Eğer ilk yarıdaki performansımızı koruyup, eldeki iyi kadro ile doğru iletişim, taktik hazırlık ve mental olgunluğu yakalarsak yenemeyeceğimiz her hangi bir takım yok diye düşünüyorum. Play-off katılımın yanı sıra İspanya takımının Gürcistan karşısında kaybedeceği puan ya da puanlar, bizi gurup birincisi de yapabilir. Matematiksel olarak her şey mümkün. Bakalım gelecek günler ülkemiz ve millilerimiz adına bize neler gösterecek.