Evet, bildiğiniz gibi Türk futbol kamuoyu uzun zamandır gündemi işgal ediyor. Son yıllarda yaşanan sorunlar yumağı iyice bardağı taşırmış durumda. Özellikle son yıllarda Fenerbahçe cephesinin başlattığı ‘’YAPI’’ meselesi ülke futbolunun iyice sorgulanmasına sebebiyet verdi. Türkiye futbol ligleri açısından çeşitli şike iddiaları her dönem ortaya atılan gerçekler olarak tarihi hafızamızdaki yerini koruyor.

Federasyon Başkanının Açıklamaları Bize Neyi Anlatıyor?

Özellikle İbrahim Hacıosmanoğlu isminin federasyon başkanı olmasından sonra bazı konulara el atması, şike meselelerinde yeni bir aşamaya gelindiğinin habercisi gibiydi. Öncelikle merkez hakem kurulunda yapılan değişiklikler, daha sonra Galatasaray – Fenerbahçe derbi mücadelesine atanan yabancı hakem ve şimdide bahis operasyonu yapılan yenilikler arasında. Özellikle federasyon başkanlığı düzeyinde hakemleri zan altında bırakan bu açıklama gündemi adeta salladı diyebiliriz.

Aslında her dönem böyle durumların varsayımları konuşuluyordu, fakat bunların çoğu komplo teorilerinin önüne geçemiyor ve tam olarak kanıtlanamıyordu. Fakat bu kez devletin yetkili kolluk birimlerinin de desteği ile Türkiye Futbol Federasyonu duruma el attı. Böylece Federasyon Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, futbol liglerinde hakemlerin bahis sitelerine üye olduğunu ve bazılarının bahis oynadığını ortaya çıkardı.

Federasyon başkanı tarafından yapılan bu beklenmedik çıkış sonrası futbol kulüpleri de teyakkuza geçti. Süper Lig takımları başta olmak üzere pek çok profesyonel futbol takımı şahsi sosyal medya hesaplarından konu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Federasyon Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu asla taviz vermeyeceklerini söylerken, federasyondan yapılan açıklamada ‘’bu bir hesaplaşmadır’’ ifadeleri kullanıldı.

İbrahim Hacıosmanoğlu; Geri Adım Atmayacağız

İbrahim Hacıosmanoğlu Türk futbolunda adil, duyarlı ve şeffaf bir süreç yürütmek istediklerini dile getirdi. Bu anlayıştan asla taviz vermedik vermeyeceğiz diyen federasyon başkanı, Türk futbolunun sahadaki emeğin kutsallığı ve adaletin sarsılmaz yapısı üzerine kurulu olduğundan bahsetti. Yanı sıra Türk futbolunun itibarının önemli olduğundan ve değerlere ihanet eden her paydaşın sadece bir kural ihlali yapmadığını aynı zamanda bir güven ihlali yaptığını açıkladı.

Başkan, hakemlerin bahis skandallarına karışmasının, vicdanları yaralayan ve adaleti zehirleyen bir su istimaldir diye konuştu. Hakemliğin bir onur mesleği olduğunun altını çizen İbrahim Hacıosmanoğlu, geri adım atmayacaklarının özellikle altını çizdi. Açıkçası bir federasyon başkanın futbolun temizliği adına adeta cansiperane kendini ortaya koyması tüm spor kamuoyu adına güven verici diyebiliriz.

Şahsen özellikle böyle cesur bir federasyon başkanına sahip olmaktan oldukça gurur duyduk ama bir şartla. Bu tavizsiz duruş her konu ve duruma karşı aynı kesinlikle olduğu sürece. Ülke futbolumuz maalesef bazı anlarda politik bir sürece giriyor. Geçmişteki federasyon başkanları futbolun yeteri kadar içinden olmamakla suçlanmıştı.

Yeni dönem özelinde futbolun ruhunu doğru okuyabilen bir yönetim oldukça önemliydi. Sahada var olan rekabetin adaletle pekiştirilmesi ve bu doğrultuda tüm takımlara eşit mesafede durulması hepimizin en net beklentisi durumunda. Hakemlerin oturmuş bir yapısı olması, başarı ve istikrarı getirerek ülke futboluna katkıda bulunacaktır.

Gelişmiş ve oturmuş futbol liglerinde ( Bundes Liga, Seri A, La Liga, Premier Lig ) bu durum bu şekilde ilerlemektedir. Gerçek anlamda bir reform planlayan federasyon umarız bu konuda geri adım atmaz. Bu tip yenilikler yalnızca konuşmakla olmaz. İstikrarlı ve oldukça şeffaf bir yönetim anlayışı bu konuda olmazsa olmazların başında gelmektedir.

Türk Futbolunda Kara Leke: 2011 Krizi

Kronolojik olarak bakıldığında Türk futbol tarihi içerisinde birçok şaibeli sezonun yaşandığını görmekteyiz. Beşiktaş Jimlastik Kulübü başkanlığında uzun yıllar görev alan ve günümüzde temiz futbolun öncülerinden olan isimlerin başında Süleyman Seba gelmektedir. Rahmetli Süleyman Seba bu konuda enteresan bir söz söyleyerek tarihimiz şerefli ikinciliklerle dolu demiştir.

Aslında isim vermeden Türk futbol tarihinin bir özetini geçmiştir. Fakat bu şike durumları eski futbolcu ve hakemlerin röportajlarından öteye geçmemiştir. Ta ki 14 Nisan 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6222 numaralı yasaya kadar. Sporda şiddet ve düzensizliğin önüne geçmeyi planlayan bu yasa, şike ve teşvik pirimi fiillerini suç olarak tanımlamış oldu.

Bu kapsamda ilk kez bu suçun failleri, mağdurları, şahitleri ve verilecek cezalar düzenlenmiş oldu. Ardından 3 Temmuz 2011 günü ülke çapında oldukça büyük bir operasyon düzenlendi. Başta Fenerbahçe Spor Kulübü yöneticileri olmak üzere, futbolun birçok paydaşı bu kapsamda gözaltına alındı. Başlayan soruşturma süreci ülke çapında oldukça büyük yankı uyandırdı.

9 Aralık 2011 tarihinde İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi iddianameyi kabul etti ve futbolda şike kapsamında 93 şüphelinin davası başlamış oldu. Bu Türk futbolu açısından bir ilk olarak görülüyordu. 93 sanıktan 45’i beraat ederken geri kalan 48 kişiye çeşitli cezalar verildi. Ceza alan oyuncular arasında kulüp başkanı, futbolcu ve teknik direktör gibi isimlerde yer aldı.

Tüm bu süreç beraat kararları ile sonuçlandı. Ancak bir fitili ateşlemiş oldu. Bugün geldiğimiz durumda ise profesyonel liglerde görevli olan 571 hakemin 371 kadarının bahis sitesi hesabı olduğu ortaya konuldu. Üstelik federasyon başkanının yaptığı açıklamaya göre 152 kadar hakemin aktif olarak bahis oynadığı söyleniyor.

Futbolun Geleceği Adil Bir Yönetime Bağlı

Evet, Türk futbolun geleceğinin temeli adil ve hakkaniyetli bir yönetim anlayışına bağlı. Dönem dönem konuşulan yabancı hakem istekleri, yabancı oyuncu sınırlaması, deplasman seyircisinin yasaklanması, Passolig uygulaması gibi değişiklikler fayda sağlamaları amacı ile her dönem geliştirilen farklılıklar olarak karşımıza çıkıyor.

Son olarak ‘’VAR’’ sisteminin futbol hayatımıza girmesi ile spordaki yenilikler son halini aldı. Tüm bu yeniliklerin asıl amacı hiç şüphesiz futbolun paydaşlarının daha düzenli ve daha etik bir alanda mücadele etmesi. Fakat gelin görün ki bunların hiç biri, derinlerde yatan sıkıntıları çözmeye yetmiyor. Aksine tüm yeniliklerin oturması zaman alırken, başarısızlıkları halindeyse yoğun eleştirilere maruz kalıyor.

Üstelik bu eleştirilerin tüm bu yenilikleri geçmişte savunan bazı camialardan gelmesi oldukça şaşırtıcı. Ezcümle kulüp yöneticileri camialarına şirin gözükmek adına bir seçim vaadi gibi federasyonu eleştirmeye devam ediyor. Türk futbolundaki köklü değişimin önünün açılması adına öncelikle kulüplerin harcamaları ve bütçeleri daha şeffaf hale getirilmelidir.

Plansız yapılan transferlerin önüne geçilmeli, FIFA ve UEFA gibi üst düzey kurumların bu konudaki yaklaşımları beklenmeden öz otokontrol sistemi hayata geçirilmelidir. Bakalım Türkiye Futbol Federasyonu başta olmak üzere futbolun diğer paydaşları ‘’ futbolda bahis meselesi ’’ hakkında nasıl bir yol ve tutum izleyecek bekleyip göreceğiz.