Antarktika'nın güneyinde yer alan ve dünyanın en güneydeki aktif yanardağı olan Mount Erebus, sadece lav sütunları ve püskürtülen gaz bulutlarıyla değil, aynı zamanda altın tozu saçmasıyla da dikkat çekiyor. Bu muazzam dağ, buzullar ve dondurucu soğuklarla özdeşleşen Antarktika'da bulunan birçok volkandan sadece biri.
Antarktika'nın bu bölgesinde yapılan çalışmalar, sadece burada 138 volkanın bulunduğunu ortaya koydu. Bunların çoğu uykuda olsa da, sekiz veya dokuz tanesi aktif olarak kabul ediliyor. Mount Erebus ise bu aktif volkanlar arasında en dikkat çekici olanlarından biri.
Mount Erebus, 3.794 metre yüksekliğiyle Antarktika'nın en yüksek zirvesi olarak biliniyor. 1841'de keşfedilen bu yanardağ, o zamandan beri faaliyet halinde. Zirvesinde kaynayan bir lav gölü bulundurmasıyla ünlü olan Mount Erebus, düzenli olarak gaz ve buhar püskürtüyor.
Ancak Mount Erebus'u özel kılan şey, püskürdüğü gazların içinde mikroskobik altın kristallerinin bulunmasıdır. Günde ortalama 80 gram altın tozu saçan bu yanardağ, adeta açık hava bir madeni gibi işlev görüyor. Bu altın tozlarının günlük değeri yaklaşık 6.000 dolar civarında. Rüzgarla birlikte bu tozlar 1.000 kilometreye kadar yayılabilir.
Ancak Mount Erebus'un tarihi sadece bilim ve altınla sınırlı değil. 28 Kasım 1979'da Yeni Zelanda'dan kalkan bir uçak, sis ve beyaz duman nedeniyle yanardağı göremeyerek dağa çarptı ve 257 kişi hayatını kaybetti. Bu trajik olaydan sonra Yeni Zelanda, Antarktika'ya olan uçuşlarını durdurmak zorunda kaldı.
Mount Erebus, altın saçan doğası ve trajik geçmişiyle bilim insanları için hala bir muamma olmaya devam ediyor. Bu olay, dünyanın en ücra köşelerinde bile beklenmedik güzelliklerin ve gizemlerin bulunabileceğini hatırlatıyor.





