PKK, 12. Kongre’sinde silahlı eylemleri sonlandırıp yapısını feshettiğini duyurdu. Bu karar, Türkiye’nin güvenlik stratejisinin başarısı olarak görülüyor.
Türkiye'nin kırk yılı aşkın süredir mücadele ettiği terör örgütü PKK, 5-7 Mayıs 2025 tarihleri arasında gerçekleştirdiği 12. Kongresi’nde aldığı kararla silahlı eylemlerine son verdiğini ve örgütsel yapısını feshettiğini duyurdu. Açıklama, terör örgütüne yakınlığıyla bilinen Fırat Haber Ajansı (ANF) üzerinden yapıldı. Kararda, “PKK adıyla yürütülen çalışmalar sonlandırıldı” ifadeleri yer aldı. Bu gelişme, Türkiye’nin kararlı terörle mücadele politikalarının sonuç verdiğinin açık bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024 tarihinde yaptığı tarihi çağrı, sürecin dönüm noktası oldu. Terörist başı Abdullah Öcalan’a hitaben “Silahları bırakın, terörün sonunu getirin” mesajını veren Bahçeli’nin açıklamaları kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı. Bu çağrının ardından başlayan süreç, örgütün 12. Kongresi’nde alınan kritik kararla önemli bir aşamaya ulaştı.
Fırat Haber Ajansı üzerinden paylaşılan bildiride, PKK’nın sözde silahlı mücadelesinin artık sona erdiği açıklandı. “Tarihi misyon tamamlanmıştır” denilen bildiride, terör örgütü, bundan sonraki süreçte silah bırakıp farklı bir yapılanmaya geçeceğini duyurdu. Türkiye’nin kararlı güvenlik politikalarının ve terörle mücadelede izlenen etkin stratejilerin örgütü bu noktaya getirdiği değerlendiriliyor.
Örgütün 12. Kongresi’nde alınan kararla, PKK isminin artık kullanılmayacağı ve örgütsel faaliyetlerin tamamen durdurulacağı belirtildi. Terörist yapılanmaların dağıtılması ve silahlı kadroların etkisiz hale getirilmesiyle birlikte, örgüt geçmişteki faaliyetlerine son vermek zorunda kaldı. Bu gelişme, Türkiye’nin sınır içi ve sınır ötesi operasyonlarının örgüt üzerindeki baskısını da bir kez daha gözler önüne seriyor.
Bildiride, örgütün kararlarını yönlendirme ve yürütme görevini terörist başı Abdullah Öcalan’a verilmesi gerektiği ifade edildi. Açıklamada, Öcalan’ın “demokratik siyaset hakkının tanınması” yönünde çağrılar yapıldı. Bu talep, terör örgütünün hâlâ Öcalan’dan medet umduğunu ve ideolojik olarak kopamadığını gösteriyor.
Geçtiğimiz günlerde kalp ameliyatı sonrası vefat eden Sırrı Süreyya Önder’e de bildiride atıfta bulunuldu. Açıklamada, “Sırrı Süreyya Önder yoldaşın hayallerini gerçekleştirme iddiamızı belirtiyoruz” denilerek, örgütün siyasi mücadeleye ağırlık vereceği yönünde bir niyet beyanında bulunuldu.
Bildiride, barış ve çözüm sürecine tüm toplumsal aktörlerin destek olması gerektiği ifade edildi. Meclis, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, gençlik ve kadın örgütleri ile medya temsilcilerine “Demokratik toplum sürecine katkı sunun” çağrısı yapıldı. Ancak bu çağrı, terör örgütünün siyasi meşruiyet kazanma çabası olarak da yorumlanıyor.
Açıklamada, başta Batılı ülkeler olmak üzere uluslararası aktörlere de seslenildi. Örgüt, geçmişte Türkiye’nin iç işlerine müdahale eden dış güçlerin artık süreci tıkamaktan vazgeçmesi gerektiğini savundu. Bu söylem, uluslararası alanda destek arayışının sürdüğünü gösteriyor.
Güvenlik uzmanları ve siyasi analistler, bu kararın Türkiye'nin yıllardır yürüttüğü başarılı terörle mücadele politikasının bir sonucu olduğunu belirtiyor. Özellikle sınır ötesi operasyonlar, iç güvenlik stratejileri ve istihbarat başarıları sayesinde örgüt etkisiz hale getirildi. Türkiye artık yeni bir döneme adım atarken, kalıcı barış ve güvenliğin tesisi için kararlılıkla yoluna devam ediyor.