Farklı uygarlıklara ev sahipliği yapan Anadolu kültürel zenginliğiyle hafızalarda yer edinmiş kadim bir coğrafyadır. Bu zenginlikler sadece yemek, mimari veya tarihle de sınırlı değildir. Özellikle halkın kendi elleriyle şekillendirdiği geleneksel sanatlar kültürel zenginliğin başında gelir.

Anadolu dünyanın en güzel coğrafyalarından birisidir. Günümüze kadar farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan bu kadim topraklarda farklı dinler, kültürler ve diller yaşamıştır. Bu çeşitliliğin yaşanmasıyla da bu topraklarda kültürel bir zenginlik ortaya çıkmıştır. Farklı kültürlerin bir arada yaşayarak etkileşim kurmaları da binlerce yıllık tarihin izini taşıyan el sanatlarını ortaya çıkarmıştır. Dokumacılık, telkâri, ebru, yorgancılık veya bakırcılık…

Geçmişten günümüze ışık tutan bu sanatlar artık unutulmaya yüz tutmuş durumdalar. Önceden babaannelerimizin veya dedelerimizin evinde dokuma kilimlerin üzerinde oynarken bakır eşyalardan yenilir içilirdi. Peki, hiç düşündük mü neden artık bu tarz eşyaların artık hayatımızda eskisi kadar var olmadığını? Bu soruya bir köşede unutulmuş el sanatları eşyasına dek geldiğimiz zaman cevap bulmaya çalışırız ve işte o vakit geleneksel el sanatlarının varlığını hatırlarız. Gelin unutulmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarına yakından bakarak neden tarihin tozlu sayfalarına bu sanatların atıldığını inceleyelim.

Geleneksel El Sanatları Neden Önemlidir?

Geleneksel el sanatları kültürel mirasın koruyucularıdır. Toplumların kimliğini de şekillerinden el sanatları tarih boyunca nesilden nesile aktarılarak varlığını sürdürmüştür. Her bir bölgenin kültürel kimliğini de belirleyen geleneksel el sanatları toplumun sosyal yapısını da güçlendirir. Bakırcılık denildiği zaman aklımıza Gaziantep ve çevresi veya telkâri dediğimizde de Mardin aklımıza gelir. Türk kültürünün sembollerinden de birisi haline gelen geleneksel el sanatları toplumun kültürel hafızasını da canlı tutarak gelecek nesillere aktarılmasını sağlar. Geleneksel el sanatları bulundukları bölgeye ekonomik olarak da destek olur. Bu yüzden geleneksel el sanatlarının korunması ve sürdürülmesi çok büyük bir öneme sahiptir.

Geleneksel El Sanatları Neden Kayboluyor?

Geleneksel el sanatlarının kaybolmasını tek bir nedene bağlayamayız. İlk ve belki de en büyük sebeplerden birisi de teknolojidir. Teknolojinin gelişmesiyle dijital çağda yükselişe geçmiştir. Dijital çağ ile hızlı tüketim ve seri üretimlerin daha da hızlanması geleneksel el sanatlarını yaşam mücadelesinin içine aldı diyebiliriz. Geleneksel el sanatlarında üretim saatleri, günleri ve hatta bazen haftaları bile alabilir. Kişilerde uzun süre beklemek yerine daha hızlı ve düşük maliyetlerle üretilen seri üretim ürünlerini tercih ederler. Bu sebeplerde kişileri geleneksel el sanatlarından uzaklaştırmaktadır.

Gelişen teknoloji en büyük sebeplerden birisi olsa da ilgisizlikte diğer bir nedenlerdendir. Özellikle genç kuşak geleneksel el sanatlarına yeterince ilgi duymuyor. Geleneksel el sanatlarının kaybolmasının diğer bir nedeni ise de eğitim sisteminde el sanatlarına yeterince yer verilmemesidir. Geleneksel el sanatlarının sadece estetik bir uğraş olarak görülmesi veya ekonomik getirilerinin de az olması gençleri bu sanattan uzaklaştırıyor. Eğitim sisteminde geleneksel el sanatlarına daha fazla yer verilmesi gençleri bilinçlendirecektir. Bilinçli bir nesilde kültürel mirasına sahip çıkmak için daha fazla çabalayacaktır.

Unutulmaya Yüz Tutmuş El Sanatları Nelerdir?

· Telkâri: Mardin ve çevresinde asırlardır icra edilen el sanatlarından birisidir. Telkâri saatler süren bir çalışmayla yapılır. Telkâri sanatı da maalesef ki son zamanlarda unutulmaya yüz tutmuş sanatlardandır.

· Bakırcılık: Bakırcılık sanatı da unutulmaya başlanılan sanatlardan birisidir. Farklı malzemelerden üretilen ürünlerin son zamanlarda daha da yaygınlaşması bakırcılığın işlevini yitirmesine sebep olmuştur.

· Sepetçilik: Geleneksel sepetçilik sanatı da plastik, metal veya kumaş gibi çantaların yaygınlaşmasıyla da önemini yitirmeye başladı.

· Dokumacılık: Halı ve kilim dokumacılığı da unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarındandır. Seri üretim halıların ortaya çıkmasıyla dokuma halı ve kilimlere olan ilgide azalmış oldu.

· Keçecilik: Orta Anadolu’da yaygın olan keçecilik sanatı da maalesef ki sanayi tipi kumaşlara yenik düştü. Keçecilik en çok hayvancılıkla iç içe yaşayan toplumların uyguladığı el sanatlarındandır.

· Saraçlık: Saraçlık atlı ulaşımın yaygın olduğu zamanlarda deri işçiliği kullanılarak yapılan bir sanattı. Eyer veya çanta gibi ürünlerin yapıldığı bu sanat dalı da motorlu taşıtların yaygınlaşmasıyla işlevini yitirmiştir.

· Ahşap Oymacılığı: Kapı, pencere veya mobilya gibi eşyaların geleneksel yöntemlerle oyularak süslemenin yapıldığı sanattır. Bu sanatta fabrika üretim mobilyalarının artmasıyla da kayboldu.

· Sedef Kakma: Mimari ve süslemecilik alanında sıklıkla kullanılan sedef kakma sanatı da önemini yavaş yavaş yitirmeye başlamıştır.

Geleneksel El Sanatlarının Korunması

Geleneksel el sanatları sadece maddi kazanç getirmesi veya estetik değeri olmasıyla önemli değildir. Geleneksel el sanatları bir toplumun geçmişine ve geleceğine de ayna olur. Bu yüzden geleneksel el sanatlarının korunması ve yaşatılması gerekir. Peki, geleneksel el sanatlarını korumak ve yaşatmak için neler yapılmalıdır? İlk önce geleneksel el sanatları ile ilgili bir eğitim ve farkındalık oluşturulmalıdır. Toplum ne kadar bu konuda bilinçlendirilirse geleneksel el sanatlarına olan ilgisi de bir o kadar artacaktır.

Geleneksel el sanatlarında genellikle usta-çırak ilişkisi hakimdir. Bu yüzden her usta çırağına bilgilerini ve becerilerini aktarmalıdır ki sanatlar gelecek nesillere taşınabilsin. Bu sanatın korunması ve yaşatılmasında da sanatçılara ve ustalara da büyük görev düşer. Bu yüzden geleneksel el sanatçılarının maddi ve manevi olarak desteklenmesi gerekir. Geleneksel el sanatlarının korunması ve yaşatılması için de projeler gerçekleştirilmelidir. Marifet Sokağı’nı bu projeye örnek olarak gösterebiliriz. Marifet Sokağı geleneksel el sanatların yaşatılmasında ve sanatseverlere ulaşmasında büyük bir role sahiptir. Marifet Sokağı geleneksel sanatları tekrar canlandırarak sanatseverlerle buluşturmaktadır. Bu tarz projelerin her şehirde yaygınlaştırılması geleneksel sanatları tekrar canlandıracaktır. Teknolojin imkanlarından da yararlanılarak geleneksel el sanatları yaşatılabilir. Özellikle tasarım ve pazarlama süreçlerinde dijital araçlar kullanılarak bu sanat daha yenilikçi bir hale getirilebilir.

Geleneksel el sanatlarını daha da görmezden gelmeye devam edersek tamamen unutulacaktır. Geleneksel el sanatlarını korumak ve yaşatmak geçmişe olduğu kadar gelece karşı da sorumluluğumuz olan bir durumdur. Herkes üzerine düşen bu sorumluluğu fazlasıyla almalı ve bu yolda etkili adımlar atılmalıdır.