TÜİK verilerine göre 2004 ila 2023 yılları arasında boşanma oranları yüzde 89 arttı. Evliliğe bakış değişiyor. Son 20 yılda boşanma oranlarındaki artış hepimizi şaşırtıyor. Evlilik oranları 2023-2024 arasındaki yüzde 8 azaldı. Bu oran dünya genelinde farklılık gösterse de değişmeyen sonuç; boşanma hızındaki artış.

Evlilik, ülkemizde hâlâ tercih ediliyor; ama boşanma oranlarındaki yükseliş bizi düşünmeye itiyor. Özellikle yaz mevsimiyle beraber düğün merasimleri yapılıyor. Nikah salonları doluyor. Bin bir telaş ve emekle evler hazırlanıyor. Bir ömür için çıkılan yolda, evlilik neden zarar görüyor? Birlikte sorgulayalım…

Günümüzde Evlilik Neden Zor Geliyor?

Boşanma oranlarına baktığımızda ilk beş yılda yüzde 33 oranında gerçekleştiğini görüyoruz. Biz de soruyoruz: Evlilikler neden bu kadar erken bitiyor? Bu kadar çok genç, kendisi için yanlış kişi mi tercih ediyor yoksa evliliğin başlangıcındaki o masalsı hava bitince evlilikte mi bitiyor?

Günümüzde evlilik daha çok romantik beklentilerle başlıyor. Filmlerde görülen sürekli mutluluk halinin gerçek hayatta da devam edeceğini zanneden gençler, ilk anlaşmazlıkta hayal kırıklığı yaşıyor. Oysa evlilik dediğimiz birliktelik uzun soluklu sürmesi için atılan bir adımdır. Evlilik hayatında krizler, sorumluluklar, hatta zorluklar kaçınılmazdır.

Çiftler evlilik kararı alırken aşkın etkisiyle eşi olacak adayın kusurlarını göremiyor, bazen görmezden geliyor. Ama görülmeyen bu kusurlar, evlilik içinde tahammülsüzlüğü beraberinde getiriyor. Bir süre sonra beklentiler karşılanmayınca da hayal kırıklığı peşi sıra geliyor.

Boşanmaya götüren diğer önemli sebepler de belki şöyle sıralanabilir:

· Eğer gençler kendilerini tam olarak tanıyamadan evlilik kararı alırsa o zaman sadece birlikte olma arzu ile alınan bir karara dönüşüyor. Evlenmeden önce birey olarak herkesin kendi değerlerini ve sınırlarını bilmesi önemlidir. İhtiyaçlarını, hatta zayıf yönlerini bilen kişi kendini daha iyi ifade edecektir. Daha kendini anlamakta zorlanan bir kişi, karşısındakini anlamakta da zorlanacaktır.

· Sorun çözme becerisini kazanamayan gençler, iletişim kurmayı beceremiyor. Çünkü sorun çözebilmek için yargılamadan dinleyip anlamak gerekir. Ama çoğu çift, konuşmak yerine sorunları bastırmayı tercih eder.

· Sorunların çözülmemesi, öfke birikimine ve dolayısıyla daha fazla tepkisel davranmaya sebep oluyor.

· Yeni çift evlendiğinde, henüz biz kimliğini oturtamamışsa ailelerin evliliğe müdahalesi daha fazla oluyor. Bu da huzursuzluğa ve ilişkide gerginliğe sebep oluyor. Çift kendi kararlarını aile müdahaleleriyle beraber doğru şekilde alamıyor.

· Aile evinde evin düzenini, bütçe yönetimini, ilişki yönetimini öğrenemeyen çocuklar, yetişkin olduklarında da bu sorumluluklara adapte olamıyor. Dolayısıyla evliliğin sorumluluğu da ağır bir yük gibi geliyor. Kimi bu sorumluğu öğrenip yoluna devam edebilirken kimi de bu ağırlığın altında eziliyor.

· Çiftler birbirlerine uyumlu olup olmadıklarını bilemediklerinde de sorun yaşıyorlar. Çünkü bir insanı tanımak kolay değildir. Bunun için eskiden her iki aileyi yakından tanıyan ve gençlerin birbiriyle evlenmesine yardımcı olan kişiler vardı. Bu evliliklerde eğitim, kültür ve gelir seviyesindeki denklikler, ilişkilerin daha rahat yürümesini sağlıyordu.

· Ekonomik zorluklar, maddi sorunlara yol açtığında; ev kirası, işsizlik, borç gibi durumlar da evlilikte strese sebep olur.

· Başta fark edilmeyen davranışsal sorunlar evlilikte büyük krize yol açar. Madde bağımlılığı, kumar alışkanlığı, fiziksel veya duygusal şiddet, aşırı kıskançlık, aldatma gibi durumlar evliliği sürdürülemez kılar.

Sosyal Medya Evlilikleri Etkiliyor mu?

Evlilikte sorumluluk almak ve bunları bilerek yola çıkmak, temelleri sağlam bir yuva kurmak anlamına geliyor. Fakat eş adayları evlenmeden önce ne istediklerini ve neler yapabileceklerini iyice tespit etmeli. Çünkü bugün ilişkiler sadece kendi içinde yaşanmıyor, aynı zamanda sosyal medyada görülen mutluluk pozları, yapılan çift paylaşımları da ilişki kıyaslamaları ile son buluyor.

Tiktok’ta veyahut Instagram’da romantik, hem de mutlu görünen çiftler, gerçek hayatta yaşanan duygu iniş çıkışlarını etkiliyor. Oysa evlilik ne bir oyun ne de bir oyun sahnesidir. “Evlilik zor mu?” sorusuna bugün verebileceğim yanıt evet, zor.

Bazen susmak gerekir bazen konuşmak. Bazen çözümü sonraya bırakmak yorar bazen de sorunu illa çözmeye çalışmak yıpratır. İnişli çıkışlı bir yolculuktur bu. Beklentiler ve gerçeklik arasındaki denge kurulana kadar zaman gerekir. Bunun formülü de her gün beyaz veya kırmızı güller almak değil. Sabır, empati ve uzlaşma becerileridir.

Bir Ömür Birlikte Olmak Mümkün mü?

Bir ömür birlikte olmak, evet mümkün. Eskiden çiftlere ne denirdi? Bir yastıkta kocayın! Çiftler, 50-60 yıl beraber geçirirdi hayatı. Bu çiftlere sorulduğunda verdikleri cevaplar ise bize yol gösterici niteliktedir. Uzun evliliklerin 5 sırrı:

· Sorunların geçici olduğunu bilmek

· Karşındaki kişiyi sinirlendirecek davranışlardan kaçınmak

· Saygılı olmak

· İletişim kurmak

· Sevgiyi göstermek için fırsat kollamak

Gerçek Evlilik Ne İster?

Düğün hazırlıkları heyecanla yapılırken kimse kendisini bir ilişki savaşı içinde hayal etmez. Ama evliliğin ilk yılı, aynı evin içinde birbirini tanımayla geçer. Yetiştirilme tarzı farklı, alışkanlıkları farklı iki insan olarak bir evde yaşamaya başlarsınız. Herkes alıştığı düzeni devam ettirme çabasındadır. O yüzden de sıklıkla “Ben haklıyım, sen değilsin!” tartışması yaşanır.

Bu dönem, aile kurmak için büyük bir fırsattır. Çünkü birbirlerinin sınırlarını, değerlerini öğrenen bireyler aslında birbirini daha iyi anlamaya başlarsa uyum yakalanır. Bunun da bir formülü var:

· “Ben haklıyım” demek yerine, kendini ve ne hissettiğini anlatmaya çalışmak

· Beklentileri açıkça konuşmak

· Evdeki rolleri belirlemek

· Harcamalar üzerine bütçe oluşturmak

· Suçlayıcı dilden kurtulmak

· Kararları birlikte almak

· Ben dili kullanarak empatiyi arttırmak

· İlişkiye olan güveni arttırmak için hem zaman geçirmek hem de birbirine jestler yapmak

Amaç “Eşimle nasıl iyi anlaşırım?” sorusunun cevabını bulmaksa bu cevabı birlikte aramak, çiftlerin birçok zorluğu aşmasına yardımcı olabilir. Ama en küçük sorunda “Bu ilişki yürümüyor, bitirelim” anlayışla yola çıkılırsa soluğu mahkemede almak kaçınılmazdır.

Evlilik ilişkisi aşkın tetikleyici gücü ile başlasa da birlikte yaşamanın getirdiği sorumlulukları alarak ve karşılıklı fedakârlıkla yürüyen bir müessesedir. İlk önce bir ömürlük birliktelik için niyet etmek gerekiyor. Bu niyeti gerçekleştirmek için de ilişkiyi bilinçli bir temele oturtma çabası ile yol almak şart.

Günümüz koşulları, daha zorlayıcı; hepimiz bunu kabul ediyoruz. Bir evliliği yürütmeye çabalamak eskisinden daha zor. Beklentiler değişti; dolayısıyla, toplumsal roller de değişti. Maddi olarak beklentileri karşılamak kolay değil. Ama imkânsız değil.

İletişim kurarak, saygı duyarak ve ortak hedef belirleyerek uyum yakalayabilir; aynı yolda beraber yürüyebilecek anlamlı bir ilişkiye sahip olabilirsiniz.