Takvimler 20 Kasım’ı gösterdiğinde tüm dünyada çocuk hakları yeniden gündeme gelir. Çünkü bugün Evrensel Çocuk Günü olarak kabul edilmiştir. Din, dil, ırk, coğrafya ya da kültür fark etmeksizin her çocuğun eşit haklara sahip olduğu hatırlatılır.

Normal şartlarda, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin yıl dönümünde bu konuda ilerlemeleri konuşmamız gerekirdi. Çünkü çocuk hakları sadece kitaplarda yazılı kalmak veya duvarlara asılmak için değil; yaşamın içinde çocukları korumak için var. Ancak bugün ne yazık ki hâlâ en çok ihlal edilen hakların başında çocuk hakları geliyor.

Çocuk Hakları Bize Ne Söyler?

1925’te Cenevre’de çocukların refahı için yapılan bir konferanstan doğan bu fikir, yıllar içinde evrensel bir bilinç haline geldi. II. Dünya Savaşı’ndan sonra çocukların korunması, insanlık adına hayatî bir konu oldu. 1989 yılında oybirliğiyle kabul edilen BM Çocuk Hakları Sözleşmesi devletlerin, toplumların ve bireylerin sorumluluklarını hatırlatmak için önemli bir adım oldu.

Bu sözleşme gereği, 18 yaş altındaki her çocuk ayrım gözetilmeksizin doğuştan haklara sahiptir. Çocuğun fiziksel, zihinsel, duygusal, sosyal ve ahlaki gelişimi güvence altına alınmalıdır. Bu haklar dört ana başlıkta toplanır. Özetle:

(1) Hayatta kalma ve gelişim hakkı: Her çocuk doğuştan yaşama ve sağlıklı bir şekilde büyüme hakkına sahiptir. Aile içi şiddetten, yoksulluktan, savaşın etkilerinden ve ayrımcılıktan korunmalıdır.

(2) Korunma hakkı: Çocuklar her türlü ihmal, istismar, şiddet, sömürü, yasa dışı çalıştırma ve savaş gibi tüm tehlikelerden korunmalıdır.

(3) Katılım hakkı: Çocuklar kendilerini ilgilendiren konularda görüşlerini ifade edebilmelidir.

(4) Eğitim hakkı: Her çocuğun nitelikli ve parasız eğitime erişim hakkı evrenseldir.

Milyonlarca Çocuğun Karşılaştığı Zorluklar

Ne yazık ki bugün milyonlarca çocuk hâlâ en temel haklarından mahrum. Farklı coğrafyalarda farklı ihlallerle karşı karşıyalar. Kimisi açlıkla kimisi susuzlukla kimisi eğitimsizlikle mücadele ediyor kimisi de sadece hayatta kalma mücadelesi veriyor.

Gökyüzünden yağmur yağmasını bekleyemeyen çocuklar var. Çünkü onlar gökyüzünden ne geleceğinden emin değil. Bu tabloya bakarken insanlığın vicdanı sarsılıyor.

Biz de soruyoruz:

İnsanlık onuru zedelenirken onların yaşam hakkı nerede başlıyor, nerede korunuyor?

Dünyada her gün binlerce çocuk şiddete, istismara, ihmale uğruyor. Oysaki çocuk olmanın ilk hakkı: güven içinde yaşamaktır.

· Savaş ve çocuk yan yana gelmemesi gereken iki kelime. Ama silahlı çatışmaların, bombaların ardında ailesinden tek bir üye bile kalmamış binlerce çocuk var.

· Dünyanın bambaşka bir yerinde yoksulluk sebebiyle tehlikeli koşullarda çalışmaya zorlanan veyahut çalışmak zorunda olan çocuklar var.

· Erken yaşta evliliğe zorlanan, yoksulluk, coğrafi koşullar sebebiyle okula gidemeyen çocuklar var.

· Temel gıdaya ulaşamayan, temiz su içemeyen çocuklar var.

· Şehir içinde şiddete maruz kalıp hayatını yitiren canlar var.

· Dijital dünyada istismar edilen, siber zorbalıkla dengesi bozulan çocuklar var.

· Akran zorbalığı ile içe kapananlar var.

· Fiziksel şiddet gördüğü için travma yaşayanlar var.

Milyonlarca çocuk hâlâ en basit haklardan bile mahrum. Bu çocuklar bazen evde bazen sokakta bazen okulda bazen de ekranda güvende değil!

Çocukları Gerçekten Nasıl Koruyabiliriz?

Bu gün vesilesiyle çocukların güvenliği ile alâkalı pek çok konuşma yapılacak. Ama unutmayalım; çocuk haklarını korumak sadece hukukçuların, uzmanların görevi değildir. Çünkü her çocuk birer emanet! İnsani olarak hepimiz birbirimize karşı sorumluyuz. Elimizden gelen ve gelebilecek yardımları düşünüp destek olmaya çalışabiliriz. Hepimizin yapabilecekleri var. Yapabileceklerimiz küçük görünse de, etkisi büyüktür:

· İnsani yardım kampanyaları destek için önemli bir rol üstleniyor.

· Özellikle savaş suçu soruşturmalarının, ihlallerin yaşanmaması için hukuki süreçlerin işletilmesi için imza kampanyaları başlatabiliriz.

· İhlallerin ve ihmallerin durması için tepki vermekten vazgeçmemek gerekiyor. Çünkü dünyanın neresinde olursa olsun bir çocuğun hakkı ihlal olduğunda, bu, bütün insanlığın vicdanı için büyük bir yara anlamına gelir.

· Eğitim hakkı konusunda daha fazla farkındalık için gündem oluşturabiliriz.

· Dijital şiddet, siber zorbalık konularında çocukları bilinçlendirmek için daha fazla çaba harcayabiliriz.

Çocuk hakları konusunda yapabileceğimiz en küçük adıma önce kendi evimizden, yan komşumuzdan, oturduğumuz mahalleden başlamalıyız. Böyle böyle şehre ve dünyaya yayılır.

Her çocuk korunmalı.

Her çocuk yaşamalı.

Her çocuk güven içinde olmalı.

Her çocuk duyulmalı.

Her çocuk ciddiye alınmalı.

Unutmayalım; bir çocuğun korkmadan konuşabildiği, hata yaptığında aşağılanmadığı, düşüncelerini ifade ettiğinde yargılanmadığı her yer onun için güvenli alandır.

Daha İyi Bir Gelecek İçin

Evrensel Çocuk Günü’nde yapılan etkinlikler ve konuşmalar, sadece bir günle sınırlı kalmamalıdır. Sadece konuşma olarak kalmamalıdır. Evrensel haklar tüm çocuklar için korunmalıdır. Devletler eğitim, sağlık ve güvenlik alanlarına yeterli kaynak ayırdığında; STK’lar çocukların sesi olmaya devam ettiğinde; bireyler de buna destek verdiğinde çocuklar için daha yaşanabilir bir dünya mümkün olur.

Hepimiz kendi yaşam alanımızda çocukları koruyan ve onların hakkını savunan adımlar atabilmeliyiz. Bunun için çocuklarla ilgili konularda daha duyarlı olmak ve çevremizdekileri de bu duyarlılığa davet etmek iyi bir başlangıç olabilir.

Çocuklara gelişim düzeylerine ve yaşlarına uygun olacak şekilde yaklaşmak, onların düşüncelerine saygı göstermek ve onlara değer vermek zaten en temel hakkı yerine getirmektir. Onların gözyaşını silebilmek, güven verebilmek, dünyayı anlamak için onların yanında durabilmek…

Doğrudan ulaşamadığımız çocukların korunması için sivil toplum kuruluşları eliyle destek olmak da etkili yollardan biridir.

Dünya çocukları için yapabileceğimiz pek çok şey var. Devletler eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler için yeterli bütçe ayırabilmeli. Çocukları korumak için daha iyi sistemler kurulmalıdır, var olan sistemler de güçlendirilmelidir.

STK’lar çocuk hakları mücadelesinin öncüsüdür, fakat onların sesini duyurmak da bize düşer.

Çocuklar bugünün değil; yarının dünyasında yer alacak. O yüzden onlara daha yaşanabilir bir dünya bırakmak bizim sorumluluğumuz. Çocuklar yarınlarımızın umududur. Onlar güvende değilse hiçbirimiz tam anlamıyla huzur içinde yaşayamayız.

Başta savaş bölgelerinde bulunan çocuklar olmak üzere, dünyanın her yerinde çocuklar güvende olana kadar, gerçek bir Evrensel Çocuk Günü’nden bahsetmek mümkün değil!