Çocuklarla birlikte sinema izlemek için ortamı ayarlamak, mısır patlatmak, içecekleri hazırlamak ve karanlık bir oda oluşturmak… Bu hazırlıkların tümü evde eğlenceli bir etkinlik için. Ama sinema izlemek sadece eğlenceli bir etkinlikten daha fazlası. Çünkü çocukların izlediği her sahne, onların hayal dünyasını etkiler. Özellikle yaş grubu göz önünde bulundurulmazsa eğlenceli etkinlik yerini kafa karışıklığına bırakabilir.
Çocuklar için uygun filmler seçmek sadece bir tercih değildir; aynı zamanda çocuğun gelişimine, aile değerlerine ve birlikte geçirilen zamana yapılan önemli bir katkıdır. Bu katkı ne kadar kaliteli olursa aile içi bağlar o kadar güçlenir ve iletişim artar.
Peki, izlediğimiz filmin gerçekten yaşına uygun olup olmadığını nasıl anlayacağız? Her animasyon içeriği sanıldığı kadar masum mu? Bilinçli bir izleyici olarak bu süreci çocuklarımız için nasıl daha sağlıklı hâle getirebiliriz?
İzledikleri Filmler Çocukları Nasıl Etkiliyor?
Film seçimi ile birlikte çocukların hayal dünyasına doğrudan hitap etmiş oluruz. Özellikle 7 yaşına kadar olan çocuklar, izledikleri film karakterlerini gerçekmiş gibi algıladıkları için hayal güçlerinin şekillenmesinde tahminimizden daha fazla önemli bir rol üstlenmiş olur. Yani bir film, sadece bir film değildir! Çocuk için bir rol model, bir değer pusulasıdır. Onların iç dünyasının inşasında izlediklerinin büyük rolü olduğunu unutmayalım.
· Hayata bakışı şekillendirir.
· Duygusal tepkilerini etkiler.
· Düşünme biçiminde kalıcı izler bırakır.
İyi yazılmış olan bir çocuk filmi, hem kurgusuyla hem kullanılan diyaloglarıyla aslında eğitici bir rol üstlenebilir. Özellikle okul öncesindeki ve ilkokul çağındaki çocuklar; film karakterlerinden fazlasıyla etkilenir. Onların konuşma tarzına, tonlamalarına ve kendini ifade etme biçimlerine dikkat kesilirler. Bu dönemdeki çocuklar, özellikle gördüğü ve duyduğu her şeyi yalnızca izlemez; gördüklerini yaşantısına da dâhil eder.
İyi yapımlar, temel insanı değerleri öğretebilir. Ama bazı yapımlar da var ki şiddet ve korku sahneleri ile çocuklarda kaygı bozukluğuna yol açabilir. Özellikle 7 yaş altındaki çocuklar, kurgu ile gerçeği ayırt edemedikleri için tam bu noktada ailenin rehberliği büyük önem taşır.
Araştırmalar, sinemanın doğru kullanıldığında çocuğun duygusal ve zihinsel gelişimini destekleyen müthiş bir araç olarak tanımlıyor. O yüzden kitap seçiminde gösterdiğimiz özeni, film seçerken de göstermeliyiz. Yaşa uygun olmayan yapımlar, çocuğun zihninde karmaşık duygular bırakmasın.
Sadece Sinema Değil; Dijital İçerikler Zihni Şekillendiriyor
Connecticut Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden psikiyatrist P. Weigle şöyle diyor: “Çocukların ve gençlerin yaşamlarındaki en belirgin değişiklik, günlerini nasıl geçirdiklerinde görülüyor. Artık günlerinin büyük bölümü ekran başında geçiyor.”
Bu nedenle yalnızca sinema değil; dijital içerikler de çocukların zihinsel dünyasının şekillenmesinde önemli bir rol oynuyor. Tablet, TV ve Youtube seçimleri onların iletişim tarzını, kişilik yapısını ve dünyayı algılayış biçimlerini etkiliyor. O yüzden izlenilen sinema kadar dijital içerikler de önemli.
Yapılan araştırmalar, dijital medyanın doğru kullanıldığında güçlü bir eğitim ve gelişim aracı olduğunu ortaya koyuyor. Bu konuda detaylı araştırmaları içinde barındıran Çocuk ve Ekran El Kitabı isimli kitapta çok önemli bulgulara dikkat çekiyor:
Son yıllarda gençler arasında depresyon, anksiyete, kendine zarar verme ve intihar eğilimlerinin arttığını gören Amerikan Pediatri Akademisi ve Amerikan Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Akademisi çocuk ve ergen ruh sağlığında benzeri görülmemiş bir ulusal acil durum ilan etti.
“Gençlerin çoğunda bu kadar çok zihinsel acıya ve bozukluğa neden olan şey nedir ve onlara yardımcı olmak için ne yapılabilir?” sorusunun cevabı medya etkileşimindeki artışın zihinsel sağlık krizine yol açtığı yönünde yoğunlaştı.
Bu durumdan bizim de çıkaracağımız pek çok ders var. Çocuklarla dijital içerik izlemek tıpkı sinema gibi dikkat ve rehberlik gerektiren bir süreçtir. Ebeveynler olarak yalnızca sinema değil, dijital platformlardaki içeriklere de aynı özeni göstermeliyiz.
Hangi Filmler Hangi Yaş Grubuyla İzlenebilir?
Çocuklara uygun içerikler diyoruz; çünkü her yaşın gelişimsel ihtiyaçları farklıdır. Her yaşta algı düzeyi farklı işler. Bu yüzden de yaşa göre film önerileri ile tercihlerimizi şekillendirebiliriz. Benim de çocuklarımla izlediğim ve rehberlikte bulunduğum bazı film tavsiyeleri:
· 5 yaş: Bu yaşla beraber basit hikâyeler, müzikli ve öğretici içerikler tercih edilebilir. Şiddet uzak olan yapımlar tercih edilmelidir.
· 6 ila 8 yaş: Karakterler arasındaki ilişkinin anlaşılmaya başladığı yaş aralığıdır. İzlenilen hikâye takip edilebilir. Hâlâ somut düşenseler de eğlenceli ve mesajı olan filmler aile ile birlikte izlenebilir. Kayıp Balık Nemo ve Oyuncak Hikâyesi bunlardan ikisidir.
· 9 ila 12 yaş: Arkadaşlığın önem kazandığı bir dönemdir. Karakter gelişimini içerikler seçilebilir. Penguen Arkadaşım, Dostluğun Gücü, Ratatuy…
· 13 yaş ve üzerinde: Artık gençliğe adım atan çocuklar soyut düşünebilir. Bu yüzden daha karmaşık hikâyeleri anlayabilirler. Distopik içeriklerden daha fazla etkilenirler. Bilim kurgu, fantastik temalar ve macera en sevdikleri türler arasında yer alır. Harry Potter, Yukarı Bak gibi filmler tercih edilebilir.
Film Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?
“Film seçimi nasıl olmalı?” sorusunun cevabında sadece yaşa bağlı kalınmamalıdır. Elbette yaş önemli bir ölçüttür; ancak çocuğun bireysel özellikleri ve gelişim düzeyi de dikkate alınmalıdır. Öyleyse bir film seçiminde dikkat edeceğimiz kriterlere değinelim:
· Filmi izlemeden önce film hakkında bir öngörü kazanmak için kısa bir fragman izlenebilir. Filmin özeti okunabilir. Ben bu konuda cocuklasinema.com adresinden istifade ediyorum.
· İçerikleri incelerken önce yaş kategorisi baz alınır. Zaten bu konuda RTÜK veya Common Sense Media gibi siteler, filmlerin yaş uygunluğunu belirtiyor. Ama bununla da yetinmeyip kendi çocuğunuzun algısına ve karakterine uygun olarak tercihte bulunabilirsiniz.
· Özellikle küçük yaş grubu için film süresi çok uzun olmamalıdır. 45 dakikayı geçen tercihler çocukların odaklanmasında zorlayıcı olabilir.
· Film daha çok çocuğu oyalamak ve bu sırada başka işlerle ilgilenmek için bir araç olmasın. “Açayım izlesin” mantığı yerine beraber izleyerek çocukla film sırasında konuşmak veya sonrasında sohbet etmek önemlidir. Bu, çocukta bir entelektüel iz bıraktığı gibi, duygusal desteği de yanında barındırır.
Film içeriklerinde bazı riskler de bulunabilir:
· Bazen kahramanlıkla şiddet karışabilir. Bu da çocuklarda saldırgan davranışları tetikleyebilir.
· Bazen cinsiyet kalıplarıyla ilgili farklı algılar oluşturulabilir.
· Tüketim kültürünün etkisiyle çocuk izleyici olmaktan çok tüketiciye dönüşebilir.
Bütün bu etkiler; riskleri barındırdığı için film seçimi, bir rehberlik işidir.
Film Sonrası Sohbetin Önemi
Çocuklarla film izlemek aslında gördüklerini yorumlamak, ne hissettikleri hakkında konuşmak için altın fırsat değerindedir. Çünkü sadece izleyip izlenilenleri ekranda bırakmak, duygusal farkındalık için yeterli gelmeyebilir.
Çocuğun filmde gördüğü sahneleri, duyguları yorumlaması ve kendi üzerinde bıraktığı etkileri dillendirmesi hem farkındalığını hem de empati becerisini geliştirir. Özellikle şöyle sorular yöneltirsek güzel de bir sohbet başlatabiliriz:
· Hangi karakteri sevdin? Neden?
· Üzüldün mü? Peki, karakter neden üzüldü?
· Sen karakterin yerinde olsan kendini nasıl ifade ederdin?
· Bu hikâyeden ne öğrendin?
Film seçiminde rehberlik ile sinema hem keyifli hem de aile bağlarını güçlendiren bir etkinliğe dönüşebilir. Çünkü çocuklar sadece izlemez. Anlamlandırır, içselleştirir, yaşamına katar. İyi seçilmiş bir film, çocuğun hafızasında yıllar sonra bile iz bırakabilir. Bu fırsatı değerlendirmek bizim elimizde!