Ergenlik… Evinde ergen çocuğu olanlar için her gün, her an yeni bir kriz anı demek. Çatışmaların arttığı, seslerin yükseldiği fırtınalı bir dönem. Bazen kahkahalarla bazen de gözyaşlarıyla dolu anlar yaşamak kaçınılmaz. Çünkü ergenin kafası da duyguları da çok karışık.
Evet, beyin gelişimi henüz tamamlanmayan ergenlerin beyni gerçekten çok karışıktır. Bilimsel gerçek şu ki ergen beyni bir inşaat alanı gibidir.
Peki, duyguları neden bu kadar karışık? Neden kolayca sinirleniyorlar? Ani tepkiler veriyor; bazen de dalıp dalıp gidiyorlar? Elbette bütün bunların bir sebebi var. Bugün bu karmaşanın ardındaki nedeni birlikte anlamaya çalışacağız…
Ergen Beyni
Beynimizin ön bölgesine prefrontal korteks deniyor. Bu bölge; karar alma, mantık yürütme ve empati kurma gibi becerilerimizi kullanmamıza yardımcı olur. Ancak gelişimi, çoğumuzun sandığından çok daha uzun sürer. Bunu ilk duyduğumda şaşırmıştım. Yirmili yaşların ortalarına kadar bu süreç devam ediyor. Bu yüzden “Ergen beyni nasıl çalışır?” sorusunu sorduğumuzda, onlardan uzun bir süre yetişkin gibi düşünmelerini ve davranmalarını beklemememiz gerektiğini anlamalıyız.
Ergenlikte beyin gelişimi devam ettiği için duygularını yoğun yaşarlar. Bu da onların riskli kararlar almalarına ve bazen tutarsız davranmalarına neden olabilir. Yetişkin olarak onları anlamakta zorlanabiliriz. Ama geçirdikleri bu dönemin doğasını ne kadar iyi bilirsek, onlarla o kadar sağlıklı bir ilişki kurabiliriz.
Bitmeyen bir inşaat alanı düşünün. Her yer toz, her yer işçi dolu. Dağınık ve uğultulu. Bu alanın tamamlanması zaman alır. Bu yüzden de ergenler:
· Kurallara uymakta zorlanırlar.
· Ani kararlar alırlar.
· Sonuçlarını düşünmedikleri pek çok harekette bulunurlar.
· Tepkiseldirler.
· Duygularını yönetmekte zorlanırlar.
Ergen Psikolojisi: Duygu Fırtınası
Ergenlikte amigdala yani beynin duygusal merkezi çok yoğun çalışır. Amigdala nedir diye kısa bir parantez açalım. Korkularımızı, duygusal hafızamızı ve içgüdülerimizi onun sayesinde yönetiriz. Yani bu alan duygularımızın merkezidir.
Ergenlerin prefrontal korteksi gelişmeye devam ettiği için duygularını mantıkla birleştirmekte zorlanırlar. Bu nedenle de bize mantıksız gelen pek çok davranış sergilerler. Mesela:
· Daha fazla duygusal tepki verebilirler.
· Bizim gözümüzde küçük görünen meselelerde fırtına koparabilirler.
· Genellikle kendilerini anlaşılmaz hissederler.
· Kimsenin onları anlamadığını düşünerek yalnızlaşabilirler.
Beyin ve ergenlik ilişkisi hakkında bilmemiz gereken en önemli noktalardan biri, bu dönemde beynin ödül sisteminin çok yoğun çalıştığıdır. Yani onların anlık olarak bir tatminin peşinde koşmalarının sebebi budur. Haz ve ödül duygusu yetişkinlere kıyasla daha baskındır:
· Risk almayı severler.
· Bağımlılıklara karşı daha savunmasız kalırlar.
· Yeni şeyleri denemek için daha heveslidirler.
Ergen psikolojisi bir sözden, bir bakıştan hatta bir hareketten bile çabuk etkilenir. Duygularıyla da tam olarak baş edemedikleri için daha duygusal, daha kırılgan ve tepkisel olabilirler. Hatta sabah mutlu uyanıp bir saat sonra depresif hissedebilirler. Bu son derece doğal bir süreçtir. Çünkü bu dönemde ergenler “Ben kimim?” sorusunun peşinde kendilerini bulmaya çalışırken farklı fikir ve duygular arasında sıkça gidip gelirler.
Bizler yetişkin olarak “Bu küçücük olaya bu kadar tepki verilir mi?” diye düşünürken onlar da “Kimse beni anlamıyor” hissine kapılır. Evet, gerçekten de anlamakta zorlanabiliriz. Çünkü onlar:
· Öfkelendiklerinde şiddetle yaşarlar.
· Üzüntüleri çok derindir.
· Mutlu olduklarında da âdeta havalarda uçarlar.
Ergenlikte Uyku Düzeni Neden Önemli?
Ergenlikte uyku düzeni beynin gelişimi için çok önemli. Araştırmalar bozulan uyku düzeninin beyin gelişimi açısından kritik bir rol oynadığını ortaya koyuyor. Hatta çoğu annenin en fazla yakındığı konulardan biri de “Bir türlü sabah kalkamıyor”dur. İşte bu durumun nedeni, yalnızca tembellik veya inatçılık değil; hormonlar ve nörolojik etkiler büyük bir rol oynuyor.
Yalnız burada bilmemiz gereken; sağlıklı bir gelişim için uyku düzeni hayati bir öneme sahiptir. Çünkü yeterince uyuyamayan ergenlerde şu tür bilişsel ve duygusal dengesizlikler görülebiliyor:
· Dikkat süresi azalıyor.
· Hafıza sorunları görülüyor.
· Duygu durumu daha dengesiz oluyor.
Bizim bilmemiz gereken artık bir ergenle yaşıyorsak onun biyolojik ritminin yetişkinlerden farklı çalıştığıdır. Onun davranışlarının ardında sadece huysuzluk aramak yerine, bu dönemde yaşadığı nörobiyolojik değişimleri fark etmeye çalışalım. Unutmayalım; beyinde yeniden bir yapılanma var. İnşaat uzun sürecek.
O zaman biz de bu süreçte evdeki düzeni, onun kaliteli uyku almasına destek olacak şekilde düzenleyelim. İşte bazı öneriler:
· Okul ve ders programı için en geç 23.00’te uyumasına yardımcı olalım.
· Uyku saatini yasak olarak değil, birlikte belirleyerek sınırlayalım.
· Yatmadan bir saat önce ekrandan uzak kalmasına yardımcı olalım.
· Odalarında dikkatlerini dağıtacak cihazlar bulunmasına engel olalım.
· Odasının karanlık olmasını sağlayalım.
· Yatmadan önce ılık bir duş almaya teşvik edelim.
Uyku, gelişen bir beyin için ihtiyaçtır. Düzenli uyku alan bir ergen sadece daha iyi öğrenmekle kalmaz, aynı zamanda daha az huysuz olur ve daha dengeli davranışlar sergiler.
Ergenlikte Aitlik Önem Kazanır
Ergenlikte önemli başka bir durum da beynin verimli çalışmasını sağlamak için kullanılmayan becerilerin silinmesidir. Bu yüzden çocukken kolayca yaptıkları bazı şeyleri ergenlik döneminde yapmakta zorlanmaları oldukça doğaldır. Tabii bunun başka bir yansıması da ergenlerde kimlik arayışı görülmesidir. Yani “Ben kimim? Nereye aitim? Neye inanıyorum?” gibi sorular zihinlerinde giderek daha fazla yer tutar.
Bu yeniden yapılanma süreciyle birlikte sosyal ilişkiler de daha fazla önem kazanır. Sosyal ilişkilere karşı bir hassasiyet gelişir. O yüzden bir gruba ait olmak, arkadaşlarından onay almak çok önemli olmaya başlar. Bu dönemde beyin artık sosyalleşmeye programlanır. Neredeyse yaşamsal bir ihtiyaç haline gelir dersek abartmış olmayız. Bu yüzden ergenler:
· Arkadaşları ne yapıyorsa onlar da yapma eğilimindedir.
· Sırf onay görmek için gözü kara davranışlarda bulunabilirler.
· Ailesinin fikri değil, arkadaşlarının fikri önemli olur.
Aidiyet hissi ergenin kimlik gelişimi için son derece kritiktir. Onun bu ihtiyacını anlamaya çalışmak, yargılamadan yanında olmak, hem aile içi iletişimi güçlendirir hem de ergenin benlik gelişimine katkı sağlar.
Ergenler Değişirken Yetişkinler Ne Yapsın?
Ergenlikte karar verme mekanizması değişir. Bu da ergenleri daha hassas, daha kırılgan, aynı zamanda başkası tarafından daha kolay yönlendirilebilen biri haline getirir. Tam bu noktada güvenilir bir rehberlik son derece önemlidir.
Bu dönemde çocukları yargılamadan anlamaya çalışmak çok değerlidir. Hep hatırımızda tutmamız gereken ifade:
Ergen beyni olgunlaşmaya çalışıyor!
Bu nedenle daha fazla sabra, anlayışa ve desteğe ihtiyacı vardır.
· Onları eleştirmek yerine dinlemeyi tercih edelim.
· Kendi kararlarını alırken onları cesaretlendirelim.
· Onlardan yetişkin olgunluğu beklemeyelim.
· Eleştirel dilden kaçınalım.
Unutmayalım: İnşaat alanındaki çalışmalar tamamlandığında, ortadaki toz duman kalkacak. Her şey zamanla yerli yerine oturacak.
O yüzden suçlamak yerine anlamak, desteklemek ve sevgimizi göstermek en büyük gücümüz olsun!