Eurovision şarkı yarışması her yıl milyonları ekran başına toplamaya devam ediyor. Genellikle her ülkenin katılım gösterdiği Eurovision şarkı yarışması aslında bir müzik yarışmasının da ötesinde bulunuyor. Eurovision farklı kültürleri tek bir sahnede buluşturuyor. Sanatın evrensel ve birleştirici gücünü ortaya çıkaran Eurovision uzun yıllardır düzenleniyor.

1956 yılında başlayan yarışma ile sahnede sadece şarkı söylenmez aynı zamanda ulusal kimlik, kültürel kod ve hatta politik göndermelerde de bulunulur. Eurovision şarkı yarışması denilince akla renkli sahne şovları ve dile dolanan melodiler gelir. Her ülkenin heyecanla katılım gösterdiği Eurovision şarkı yarışması İsviçre’nin Basel kentinde izleyicilerle buluşuyor. 37 ülkenin katılımıyla gerçekleşecek olan yarışma Birinci Yarı Final, İkinci Yarı Final ve Büyük Final olmak üzere üç ana etkinlikten oluşuyor. En prestijli müzik yarışması olan Eurovision unutulmaz sahne performanslarına da imza atar.

Eurovision’un Kültürel Yolculuğu

Eurovision şarkı yarışması ilk olarak 1956 yılında başlamıştır. Müzik yarışması olmasının yanı sıra Eurovision farklı kültürleri de tek bir çatı altında buluşturmaktadır. Eurovision başlangıcından itibaren kıtada yaşanan tüm değişimlere de tanıklık etmiştir. Yarışma zamanla kültürel star yaratma potansiyeliyle hareket ederken asıl değişikliği 2000’lerden sonra yaşamaya başlamıştır. Bu yıllardan itibaren Eurovision sahne şovları adeta bir sanat formuna dönüşmüştür. Yarışma artık canlı pop sanat galerisine evrilmiştir. Yarışmada her ülke kendi dilinde şarkı seslendirme hakkına da sahiptir. Her ülkenin kendi kimliğiyle sahneye çıkması yarışmayı dahada özel kılıyor. Şu anda da devam eden Eurovision 13 Mayıs 2025 Salı - 17 Mayıs 2025 Cumartesi tarihleri arasında İsviçre’nin kültürel ve tarihi zenginlikleriyle öne çıkan Basel şehrinde düzenlenecek.

Eurovision ile Farklı Kültürlerin Sahnedeki Dansı

Eurovision’a farklı ülkelerden sanatçılar katılır. Sanatın kucaklayıcı gücü ile farklı geleneklerden gelen şarkıları sahneleyen yarışma ilk günkü coşkusuyla takip ediliyor. Yarışmada farklı dillere yer verilmesi,  ülkelerin geleneksel kıyafetlerini giyebilmesi ve yerel enstrümanların kullanılabilmesi kültürel hafızanın korunmasına da katkı sağlar. Yarışma farklı kültürleri hoşgörülü bir şekilde buluşturur. Günümüzde Eurovision bir müzik yarışmasından da fazlasına dönüşmüştür. Yarışma farklı çeşitlikleri de bir arada barındırıyor. Cinsiyete, kültüre ve etnik kökene bakılmadan her sanatçı yarışmada sahne alma imkânı buluyor. Yarışma aynı zamanda politik söylemlerinde dolaylı bir sahnesi de oldu. Bazen ülkelerde veya ülkeler arasında yaşanan siyasi olaylar Eurovision dünyasına da yansımıştır.Eurovision sahnesine çıkan her sanatçı sadece ülkesini değil aynı zamanda yaşam tarzını, kültürünü ve sanat anlayışını da temsil eder. Yarışma ile farklı ülkeler ve kültürlerde tanınır. Eurovision önemli bir yarışmadır. Yarışma tüm dünyaya farklılıkların çatışmadan da bir noktada buluşacağını gösteriyor. Yarışmayı bu kadar önemli kılan şeylerde yukarıda bahsettiklerimizdir aslında.

Türkiye’nin Eurovision Hikayesi

Türkiye’nin Eurovision hikayesi 1975 yılında başlamıştır. Semiha Yankı’nın seslendirdiği şarkıyla yarışmaya katılan ülkemiz yarışı 19.sırada tamamlamıştır. Daha sonra 1980 yılında 15. sırayı Ajda Pekkan ile tamamladık. Ülkemize bu tarihlerde istenilen başarı gelmemiştir. Klips ve Onlar grubu ise 9. sırada yarışmayı tamamlamıştır. Eurovision üçüncülüğümüz ise 1997 yılında ülkemize gelmiştir. Ülkemiz 2000 yıllarda ise istediği başarıyı yakaladı. İlk Eurovision birinciliğimiz Sertap Erener ile olmuştur. Ülkemiz Eurovision’a 2004 yılında ev sahipliği yapmıştır. Yarışmada Athena grubu da ülkemizi temsil etmiştir. Athena yarışmayı 4. sırada tamamladı. İlerleyen yıllarda istenilen başarıyı elde edemeyen ülkemiz 2007 yılında da Kenan Doğulu ile dördüncülük derecesini yakaladı. 2008 yılında Mor ve Ötesi ile 7. dereceyi, 2009 yılında ise 4. dereceyi yakaladık. Manga 2010 yılında ülkemize ikincilik derecesini kazandırmıştır. Yüksek Sadakat 2011 yılında yarı finalde elenmiştir. Yedincilik derecesi ise 2012 yılında Can Bonomo sayesinde ülkemize gelmiştir. Bu derece ise yarışmadaki son performansımız oldu. 2013 yılında ülkemiz Eurovision’a katılmama kararı aldı. Yarışmadaki oylama sistemindeki adaletsizlik yarışmadan çekilmemize neden oldu. Fakat ülkemizde Eurovision’u genç kuşak hala takip etmektedir. Sosyal medya aracılığı ile yakından takip edilen Eurovision’a kim bilir belki tekrar katılabiliriz. Eurovision ile genç ve yetenekli sanatçılarımız kendilerinizi müzik dünyasına tanıttıkları gibi ülkemizi de tanıtırlar. Eurovision yetenekli sanatçılar içinde iyi bir fırsattır. Ülkemiz diğer ülkelere göre oldukça zengin bir kültür ve sanata sahiptir. Sahip olduğumuz kültür ve sanat zenginliğimizin de tüm dünyaya tanıtılması gerekir. Ülkemizin yarışmadaki yokluğu herkes tarafından hala hissedilmektedir. Yarışmaya tekrar katılmamız halinde bu yokluk yetenekli sanatçılarımız tarafından telafi edilecektir.

Eurovision Modern Bir Kültür Organizasyonu mu?

Eurovision uzun yıllardır gerçekleştirilen bir müzik yarışmasıdır. Yarışmayı her açıdan inceleyebilmemiz mümkündür. Özellikle son zamanlarda oldukça popüler olan bir kültür organizasyonu haline gelmiştir. Bu durum sosyal medyada yarattığı etkiyle de ilişkilidir. Sosyal medya uygulamalarında yapılan yorumlar, paylaşılan performanslar Eurovision’u dijital bir şölen haline de getirmiştir. Artık Eurovision sadece televizyondan takip edilmemektedir. Dijital çevrimiçi platformlar sayesinde yarışma dünyanın her yerinden izleyici kitlesine ulaşmaktadır. Parlak kostümler, renkli danslar ve etkileyici sahne tasarımları izleyicilerin ilgisini çekmektedir. Eurovision bazı kesimler tarafından sert bir şekilde eleştirilse de bazı kesimler tarafından da desteklenmektedir. Eurovision farklı dillerdeki kişileri birbirine bağlar. Her Eurovision dönemi tartışmaları içerse de müzik her zaman haklı çıkacaktır. Çünkü Eurovision sadece rekabeti içermez. Aynı zamanda da kültürler arası bir diyalog da oluşturur.

Eurovision Sayesinde Birleşen Dünya

Eurovision aslında dünyayı kısa süreliğine olsa birleştirmektedir. Siyası çatışmaların ve anlaşmazlıkların yaşandığı dünyada ülkeler bu sorunları bir kenarda bırakarak ülkelerini temsilen bir sanatçıyı Eurovision’a gönderirler. Yarışmaya katılan sanatçılar yaşanan sorunları sahne dışında bırakarak müziğin birleştirici gücüne kendilerini bırakırlar. Eurovision yarışması yapıldığı ülkeye de katkı sağlar. Yarışmaya ev sahipliği yapan ülke farklı kültürleri ülkesinde misafir ederek ülkesini uluslararası alanda iyi bir şekilde tanıtır. Kültürünü, dilini, lezzetini ve sanatını tanıtan ev sahibi ülke farklı kişiler tarafından tanınır. Hem turizm hem de sanat açısından da Eurovision’a ev sahipliği yapmak ayrıcalıklı bir fırsattır.