Anadolu’nun ilk camisi olan Ebu’l Menuçehr Cami’sinde ezan sesleri yükselmeye başladı. Uzun yıllardır atıl bir vaziyette sessizliğe gömülen yapı bakanlık ve bazı ajanslar tarafından yürütülen restorasyon çalışmalarıyla tekrar yaşayan bir kültür ve dini merkez haline getirildi.
Anadolu toprakları binlerce yıldır sayısız medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Bu sayede farklı kültürlerin kesişim noktası olan bu kadim coğrafyada dini, mimari ve kültürel açıdan çığır açan eserler bulunur. İşte bu eserlerden birisi de kendisini kapatan fakat en anlamlı olan Ebu’l Menuçehr Cami’dir. Tarihin gölgesinde kalan bu eşsiz yapı zamanla unutulmuş olsa da günümüze kadar ayakta durmaya devam etmiştir. Kars ilinde bulunan bu cami sadece bir ibadet mekanı değildir. Aynı zamanda bir medeniyetin Anadolu’ya atılan ilk adımıdır da.
Bugün hepimiz az çok farklı medeniyetlerden kalmış olan camileri biliriz. Fakat pek az insan bu topraklarda inşa edilen ilk Türk camisinin adını duymuştur. Ani Harabeleri’nin içerisinde yer alan cami son yıllarda adını geniş kitlelere duyurmayı başarmıştır. Tabi ki bu durumdan bulunduğu bölge olan Ani Harabeleri’nin etkisi oldukça büyüktür. Ani bölgesinin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmesiyle tüm gözleri üzerine çeken caminin tarihine, mimarisine ve önemine kısaca bakalım.
Ebu’l Menuçehr Cami’nin Tarihi Arka Planı
Ebu’l Menuçehr Cami Ani Ören Yeri’nde bulunur. Tam Ermenistan sınırında yer alan bu bölge ülkemizin en meşhur bölgelerinden birisidir. İki derin dar boğaz arasında yer alan bölge ilk olarak Bagratlılar daha sonra Bizans tarafından yönetilmiştir. Daha sonra Selçuklular tarafından fethedilen Ani Türklerin Anadolu’ya girişi için açılan bir kapıda olmuştur. Bu bölgede Sultan Melikşah’ın emriyle bir cami yaptırılmıştır. İşte bu caminin adı Ebu’l Menuçehr Cami’dir. Cami farklı kültürlerin iç içe geçtiği kadim bir şehirde yükselmiştir. Ne yazık ki Ebu’l Menuçehr Cami’de Anadolu’daki pek çok tarihi yapı gibi uzun bir süre ihmal edilmiştir. Sessizliğe terk edilen bu cami Ani Harabeleri’nin UNESCO listesine girmesiyle yeniden gündeme gelerek nihayet hak ettiği ilgiyi görmeye başlamıştır.
Ebu’l Menuçehr Cami’nin Mimarisi
Ebu’l Menuçehr Cami tarihiyle olduğu kadar mimarisiyle de öne çıkan önemli bir yapıdır. Dışarından caminin yapısına bakıldığı zaman oldukça sade bir görüntü göze çarpar. Fakat dikkatli gözler o sade görünümün arkasında da birçok detayı fark edebilir. Siyah ve kırmızı kesme taşların kullanılmasıyla oluşturulan bir geometrik süslemeye sahip olan cami ait olduğu dönemin estetik anlayışını da yansıtır. Sekizgen gövdeli bir minareye sahip olan cami taş işçiliğiyle de oldukça dikkat çeker.
Caminin iç kısmının bazı bölümleri ise maalesef ki zamanla tahrip olmuştur. Günümüze ulaşan bölümleri ise abartıdan uzak işlevsel ve sade bir üsluba sahiptir. Bu sadelik aslında o dönemin zorlu şartlarında verilen yaşam mücadelesinin de izlerini yansıtır. Yeni bir coğrafyada hüküm sürerek var olma mücadelesine giren bir dönemin mimari anlayışıdır. Cami dikdörtgen bir şekilde inşa edilmiştir ve düz tavalı bir yapıdadır. Bu özellikte camiyi kendi dönemine özgü kılmıştır.
Ebu’l Menuçehr Cami’nin Restorasyon Süreci
Caminin restorasyon çalışmaları için ilk adım 2020 yılında atılmıştır. Turizm Bakanlığı başta olmak üzere çeşitli kuruluşlarının da desteği alınarak yapılan restorasyon süreçleri 2022 yılında tamamlanmıştır. Kapıları ve pencereleri kapatılarak ibadete açılan caminin kapsamlı restitüsyon ve restorasyon projeleri de hazırlanarak cami Geleceğe Miras Projesi kapsamına alınmıştır. Camide şu an hem namaz kılınıyor hem de beş vakit ezan okunuyor.
Ebu’l Menuçehr Cami’nin Kültürel Önemi
Ebu’l Menuçehr Cami’nin kültürel ve dini anlamı taşlarla örülmüş bir yapının çok ötesine geçer. Cami yeni bir medeniyetin filizlenmesinin, Türk varlığının kalıcılaşmasının ve ortak bir kültürün doğuşunu da simgeler. Camide okunan ezan sadece bir ses değildir. Aynı zamanda Anadolu topraklarında bir çağında da habercisidir. Bu camiye bakarak o dönemin kültürünü, sanatını ve dünya görüşünü de az çok anlayabiliriz. Caminin bulunduğu bölgede çok önemlidir. Bölgede çok sayıda kilise yer alırken buraya bir de caminin inşa edilmesi çok kültürlü bir mirasında temelini atmıştır. Kısaca burası hem dini hem de kültürel açıdan oldukça önemlidir.
Ebu’l Menuçehr Cami’nin Bulunduğu Ani Ören Yeri’nin Önemi
Ani yalnızca bir ören yeri değildir. Farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan bu yer çok kültürlü bir ortamında simgesidir. Burada kiliselerle cami yan yana durur. Hoşgörülü bir atmosferin olduğu Ani Ören Yeri tarihi ve kültürel açıdan oldukça önemlidir. Önemli bir ticaret merkezi de olan bu bölge kayalıklar üzerine kurulmasından dolayı da oldukça güvenlidir. Ani’nin tarihinin milattan önceki yıllara kadar uzandığı tahmin ediliyor. Burasını önemli yapan şeylerden birisi de Anadolu’ya İpek Yolu üzerinden girişte ilk konaklama yeri olmasıdır. Bu sayede Ani Ören Yeri bölgesi önemli bir ticaret merkezi olarak zenginliği de ulaşmıştır. Ani arkeolojik sit alanı olarak da ilan edilmiş önemli bir ören yeridir.
Ani bölgesinde cami, kilise, hamam, saray ve köprü gibi farklı tarihi ve dini yapılar yer alır. Bölgedeki bu yapılar her yıl yerli ve yabancı turistlerin akınına uğrar. Hem tarihi önemi hem de bulundukları eşsiz konumla bu yapılar ziyaretçileri kendine hayran bırakırlar. İşte Ani Ören Yeri’nde bulunan önemli yapılardan bazıları şunlardır:
· Şehir Surları,
· Aziz Prkitch (Keçeli) Kilisesi,
· Gagik Kilisesi,
· Abughamrents (Poladoğlu) Kilisesi,
· Tigran Honents (Resimli) Kilisesi,
· Genç Kızlar Kilisesi,
· Rahibeler Manastırı,
· Selçuklu Kervansarayı,
· Ebul Muammeran Cami,
· Selçuklu Sarayı,
· Küçük Hamam,
· Büyük Hamam,
· İpek Yolu Köprüsü,
· İç Kale,
· Bostanlar Deresi Mağaraları,
· Kaya Kilisesi.
Ebu’l Menuçehr Cami’nin Geleceği
Cami tekrar ibadete açıldı. Bu camiyi koruyup gelecek kuşaklara aktarmakta bizlere düşen bir görevdir. Bizler hem camiye hem de bulunduğu Ani Ören Yeri’ne gereken önemi bilinçli bir şekilde vermeliyiz. Bu yerlere sadece bakıp geçmeyeceğiz. Onlara bakarken bizlere söylemek istediklerini de hissetmeliyiz. Bu yapılar bizlere sadece geçmişi değil aynı zamanda bugünü ve yarını da hatırlatan öğretmenlerdir.