Çevre kirliliği artık hepimizin gündeminde. Soluduğumuz havadan nesli tükenen veya tükenmek üzere olan canlılardan haberdarız. Dünya artık bu konuda bilinçleniyor. Bu bilinci ortaya koymak için de sürdürülebilirlik adı altında pek çok projeye imza atılıyor. Sanatçılar da kendi adına bu konuda bir sorumluluk üstleniyor. Atık malzemeler ile kendi alanlarında çözüm üretiyor. Peki, gerçekten atık malzemelerden sanat olur mu? Geri dönüşüm sanatı ne demek? Bu sorulara yanıt arayacağız.

Sürdürülebilir Sanatın Doğaya Katkısı

Sürdürülebilirlik kavramı doğal kaynakların korunmasını esas alır. Çünkü doğal kaynakların ihtiyaçtan fazla kullanılması ile beraber ekosistemdeki dengenin zarar gördüğü düşünülüyor. Bu, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilmesini ve çevre kirliliğinin en az seviyede tutulabilmesini benimseyen bir yaklaşım. İşte bu yaklaşımdan doğan sürdürülebilir sanat kavramı sanatçıların çevreye olan duyarlılıklarını gösteriyor. Bunun ötesinde derin anlamları da kapsıyor. Nedir bu manalar?

·         Çevre dostu malzemeler kullanılarak eserler oluşturulur.

·         Hem çevreye yönelik hem de toplumun sorunlarına odaklanmayı sağlamak amacıyla dikkat çekilir.

·         Kaynakların verimli kullanılması için farkındalık kazandırılır.

·         Geniş kesimlere ulaşarak konuya toplumsal bir katılım sağlanır.

Plastikler, kağıtlar, metaller çöp yığınları arasında dururken bize anlamsız gelir. Ama bu çöpler bir sanatçının elinde resme, heykele, duvar süsüne, bazen bir mobilyaya, avizeye dönüşüyor. Çöpler sanatçıların elinde fiziksel bir dönüşüm geçirmekle kalmıyor, insanların tüketim alışkanlıklarını sorgulamasına sebep oluyor. Çevreye karşı daha duyarlı olmamız gerektiğini gösteriyor.

Çevreci Sanatçılar İlgi Görüyor

Çevreci sanat eserleri pek çok alanda sergilenebiliyor. Müzeler, galeriler, açık hava sergileri yapılıyor. Bu eserler sosyal bir mesaj taşıdığı için sadece estetik değerleriyle ön plana çıkmıyor. Verdikleri farkındalık ile uluslararası arenada tartışılan önemli meselelere dikkat çekiyor. Bu sayede de geniş kitlelere ulaşmak ve seslenmek mümkün olabiliyor.

Banksy çağdaş sanat yapan bir sanatçı olarak çevresel ve etkili figürler kullanan biridir. Genel olarak sokak sanatçısı olarak adını duyurmuştur. Sokak duvarlarına çarpıcı görsellerle dikkat çeker. Mesela iklim değişikliğine dikkat çektiği eseri, I Don’t Believ Global Warming ile anılır.

Atık malzemelerden sanat yaparak sürdürülebilirliği teşvik eden dünya çapında pek çok sanatçı farklı parçalarla mesaj verir. Bunlardan en bilinen birkaç ismi sıralayalım:

·         Andy Goldsworthy taşlarla, yapraklarla, hatta buzla geçici eserler yapar.

·         El Anatsui alüminyum parçalardan ve metal şişe kapaklarından metal heykeller ortaya çıkarır.

·         Marina DeBris denizlerden toplanan atıklarla geri dönüştürülmüş giysi koleksiyonuna imza atmıştır.

·         Yuken Teruya kağıt, gazete ve karton çantalardan eser verir.

Ülkemizden isimlere gelince sürdürülebilirliği teşvik için bazı sanatçılar sergi açarak bu bilinci ortaya koyar. Mesela Deniz Sağdıç İstanbul Havalimanında Sıfır Noktası isimli bir sergi açtı ve atık nesneleri dönüştürdüğü eserlerini sergiledi ve büyük ilgi gördü.

·         Erçin Gül, topladığı odun parçalarından heykeller yapıyor.

·         Ali Kotil metallerden ve atılmış ev eşyalarından sanatsal objeler tasarlıyor.

·         İhsan Bal her atığın potansiyel bir malzeme olduğunu söyleyerek heykeller yapıyor.

Eğitimde Atık Sanat Kullanılabilir mi?

Atık sanatı bir sanatçının gözünde bambaşka bir değeri ifade ediyor. Bizim çöp olarak gördüğümüz bir malzemeyi gazeteyi, şişeyi, plastik bir kutuyu, elektronik bir eşyayı, yırtılmış bir kumaş parçasını dönüştürüyor. Hem de hiç düşünemediğimiz bir objeyi karşımızda buluveriyoruz. Yıpranmış, kullanılmayan tekstil ürünleri bir anda karşımızda duvara asılmış bir halı olarak çıkıveriyor. Bizim çöp olarak değerlendirdiğimiz bu malzemeler, sanatçı için bir ifade aracına dönüşüyor. İşte hayal gücü ile kabiliyetin buluştuğu nokta da burası oluyor.

Atık sanat projeleri sayesinde biz de tüketim alışkanlıklarımıza farklı bir perspektif kazanıyoruz. Özellikle eğitimde çocuklarla yapılan sanat dersleri veya özel atölyeler, farklı bir bakış açısı ile bakmayı öğretiyor.

·         Çocuklar doğaya saygı duymayı öğreniyor.

·         Farklı malzemelerden farklı üretim alanlarını keşfediyor.

·         Problem çözme yetenekleri gelişiyor.

·         Yeni bir obje ortaya koyarken var olandan nasıl yararlanıldığını kavrıyor.

Açılan Sergiler Çevre Bilincini Arttırıyor mu?

Doğa dostu sanat bize tüketim alışkanlıklarımızı sorgulatıyor. Çöp olarak attığımız malzemelerin nasıl da farklı bir anlam kazandığını görüyoruz. Bu estetik değere sahip objeler, bizim için en büyük mesajı vermiş oluyor zaten: farkındalık.

Sanatçıların da yapmak istediği ve oluşturmak istediği çevre bilinci sorumluluğu böylece anlam kazanmış oluyor. Toplumsal farkındalık arttıkça hepimiz içinde bulunduğumuz doğayı koruyabilir ve gelecek nesillere daha iyi çevreyi miras olarak bırakabiliriz.