Türk edebiyatı geçtiğimiz günlerde derin bir hüzne boğuldu. Şair, yazar ve fikir adamı Yavuz Bülent Bakiler bir süredir tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

Yavuz Bülent Bakiler hayatını Türkçe’ye, Anadolu insanına ve kültürel değerlere adamış bir kalemdi. Türk diline olan hassasiyetiyle de tanınan usta şair ve yazar sadece ülkemizde değil tüm Türk dünyasında sevilen bir isimdi. Türkçeye hakimiyeti ve milli duruşuyla tanınan Yavuz Bülent Bakiler’in vefatı sadece edebiyat dünyasında bir boşluk değil aynı zamanda dilimizin ve düşünce dünyamızın da büyük bir kaybı anlamına geliyor. Bu yazıda Bakiler’in dünyasına kısaca yolculuğa çıkalım

Yavuz Bülent Bakiler Kimdir?

Yavuz Bülent Bakiler 23 Nisan 1936 yılında Sivas’ta doğmuş ve kökleri Azerbaycan’ın Karabağ bölgesine uzanan değerli bir şair, yazar ve fikir adamıdır. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Bakiler’in asıl mesleği avukatlıktır. Avukatlık mesleğinin yanı sıra Bakiler gazetecilikten radyo-televizyon programcılığına, tenkitçilikten bürokrasiye kadar pek çok alanda da faaliyet göstermiştir. Ayrıca Kültür Bakanlığı müsteşar yardımcılığı görevinde de bulunarak devlet hizmetinde de önemli bir rol üstlenmiştir. Yavuz Bülent yalnızca bir hukukçu değil aynı zamanda Türk kültürüne ve edebiyatına gönül vermiş bir kalem olarak tanınmıştır. Şiirleri, denemeleri ve fikir yazılarıyla Türk dünyasının ortak değerlerini savunmuş, edebiyatımızda milli ve manevi duyguları ön plana çıkarmıştır. Bakiler sanat ve fikir hayatımızda derin izler bırakan saygın bir şahsiyet olarak herkesin gönlünde taht kurmuştur.

Bakiler’in Şair Kimliği ve Edebi Tarzı

Yavuz Bülent Bakiler Türk şiirinde özellikle hece ölçüsünü titizlikle kullanan şairlerimizden birisidir. Bakiler’in şiirlerinde halk edebiyatının samimiyetiyle divan edebiyatının inceliği buluşur. Bu yönüyle usta şair klasik gelenekten beslenirken bir yandan da çağdaş duyarlılığı şiirlerine taşır. Bakiler’in şiirleri memleket sevgisi, aşk, gurbet ve Türk birliği temalarıyla öne çıkar. Şiirlerinde kimi zaman Anadolu insanın yürekten bağlılığını kimi zamanda uzak diyarlarda yaşayan soydaşlarımızın özlemini işler. Bu yüzden Bakiler’in şiirlerinde hem bireysel duygular hem de toplumsal kimlik bir arada yer alır. Onun dizeleri bireysel aşkın hikayesi olduğu kadar aynı zamanda bir milletinde sevdasıdır.

Yavuz Bülent Bakiler’in Eserleri

Yavuz Bülent Bakiler edebiyatımızda şair ve yazar kimliğiyle iz bırakmış önemli isimlerden birisidir. Onun eserlerinde milli duyarlılık, memleket sevgisi, Türklük, Sivas, İstanbul ve gurbet gibi temalar dikkat çeker. Bakiler “Yalnızlık” adlı şiir kitabıyla edebiyat dünyasına adım atmıştır. Daha sonraları ise “Duvak”, “Seninle” ve “Harman” gibi eserleriyle de geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmıştır. Şair bu şiirlerinde bireysel duygularla memleket meselelerini büyük bir ustalıkla birleştirmiştir. Bakiler şiirleriyle öne çıktığı kadar gezi notları, incelemeleri ve hatıralarıyla da önemli bir yere sahiptir. Bakilerin gezi notları arasında yer alan iki eseri “Üsküp’ten Kosova’ya” ve “Türkistan Türkistan” özel bir yere sahiptir. Bakiler bu eserlerinde Türk coğrafyasına yaptığı yolculukların izlenimlerini aktararak okuyucularına kültürel bir köprü sunar.

Bakiler’in incelemeleri ise onun araştırmacı kimliğini de ortaya koyar. “Sivas’a Şiir”, “Aşık Veysel”, “Mehmet Akif'te Çağdaş Türkiye İdeali” ve “Arif Nihat Asya İhtişamı” gibi eserlerinde ise Türk edebiyatının büyük isimlerini ve değerlerini ele alır. Bu eserleriyle Bakiler fikir dünyasının zenginliğini de yansıtır. Bakiler’in hatıra ve deneme türündeki eserleri de oldukça ilgi çekicidir. “Unutamadıklarım”, “Hatırladıklarım”, “Gönlümdekiler ve Ötekiler” gibi eserlerinde de kişisel tecrübelerinden ve hayatına dokunan insanlardan bahseder. Yavuz Bülent Bakiler’in eserleri yediden yetmişe herkes tarafından sevilerek okundu. Okuyucular onun kaleminden çıkan sözlerle edebiyat dünyasında bir yolculuğa çıktı. Bu yönüyle Bakiler’in eserleri yalnızca bir edebiyat mirası değil aynı zamanda Türk milletinin kültürel hafızasının da önemli bir parçasıdır.

Yavuz Bülent Bakiler’in Türk Dünyasına Açılan Bir Kapı Olması

Bakiler’i farklı ve önemli kılan en önemli yönlerinden birisi Türk dünyasına olan ilgisidir. Bakiler Azerbaycan’dan Orta Asya’ya kadar birçok Türk yurduna geziler yapmıştır. Bu geziler hem edebiyatına hem de kültürel bakışına çok önemli faydalar getirmiştir. Bakiler bu gezilerini kitaplaştırarak sadece Türkiye’ye değil geniş bir coğrafyaya seslenmiştir. Bakiler’in eserlerinde sınırlarla ayrılan Türk topluluklarının ortak bir değerde birleştiğini görürüz. Bu sayede Bakiler’in yazdıkları sadece bir şairin ilham ürünü değildir aynı zamanda bir kültür davasının da belgesidir. Türk dünyası fikrini eserlerinde diri tutması onu sadece edebiyat alanında değil kültürel bilinç alanında da önemli bir figür haline getirmiştir.

Yavuz Bülent Bakiler’in Türkçeye Sevgisi

Yavuz Bülent Bakiler’in hayat çizgisine baktığımızda onun bütün varlığını Türkçe’ye adadığını görürüz. Bakiler için Türkçe yalnızca bir iletişim aracı değildi. Türkçe aynı zamanda milletin hafızası, kimliği ve geleceği idi. Onun yazdığı her mısrada bu bilinç hissedilir. Ona göre bir milletin meydana gelmesinde dilin etkisi çok büyüktü. O her zaman dilin birinci planda tutulması gerektiğini savunurdu. Çünkü dili olmayan milletlerin yaşaması da mümkün değildi. Bakiler Türk dilinin güçlü savunucularından birisiydi. Onun edebi kişiliğini tamamlayan en önemli yönlerinden birisi de Türkçeye olan sevgisiydi. Bakiler her zaman eserlerinde dilimizin saflığını, sadeliğini ve güzelliğini savunmuştur. Günlük konuşmalarda ve yazılarda yabancı kelimelere özenmeden kendi dilimize sarılmamız gerektiğini vurgulamıştır. Bakiler televizyonlarda ve yazılarında sık sık Türkçenin öneminden bahsetmiştir. Bakiler böylece her yaştan okuyucularına Türkçeyi doğru, etkili ve güzel kullanmaları gerektiğini öğütlemiştir. Bakiler’i bu kadar önemli bir kalem yapanda budur zaten. Türkçeye duyduğu derin sevgi ve bağ onu hafızalarımızda unutulmaz biri yapmıştır.

Yavuz Bülent Bakiler’in vefatı Türk kültür hayatında derin bir boşluk yaratacaktır. Onun gibi eserlerinde hem bireysel hem de toplumsal kaygıları büyük bir ustalıkla harmanlayabilen şairler artık pek az. Bakiler bir dönemin şairi değildi o aynı zamanda bir neslin öğretmeni ve toplumun hafızasıydı. Onun vefatından sonra geriye ise Türkçe’nin en güzel örneklerinden olan şiirleri gelecek kuşaklara miras kaldı. Bakiler artık aramızda değil. Fakat şiirleriyle, düşünceleriyle, anne şefkatiyle kucakladığı Türkçeye olan sevgisiyle ve kültürel mirasıyla daima bizimle olacaktır.