Türk müziğinin usta sanatçısı İlhan Şeşen hayatını kaybetti. Usta sanatçı bir süredir kanserle mücadele ediyordu. Vefatı sanat camiası başta olmak üzere ailesini ve sevenlerini derin bir yasa boğdu.

Bazı sanatçılar vardır ki sadece kulağımıza dokunmazlar. Sanatlarıyla kalplere, kişilerin iç yolculuğuna ve toplumun ortak duygularına dokunan sanatçılar artık bizlerden birisi olmuştur. Adını herkesin bildiği ve şarkılarının herkesin ezberinde olduğu bu sanatçılardan birisi de İlhan Şeşen’dir. İlhan Şeşen denilince mutlaka hepimizin aklına bir şarkısı veya bir dizisi gelmiştir. Çok yönlü bir sanatçı olan İlhan Şeşen’in kariyeri oldukça dikkat çekicidir. Müzik kariyerinin yanında sinema sektöründe de yeteneğiyle yer alan sanatçının başarılı bir hayatı olmuştur. Şarkılarına eşlik ettiğimiz sanatçının dizilerini de büyük bir hayranlıkla takip ettik. Sanatın farklı alanlarında yer alan usta sanatçı üretken ve enerjili yapısı ile genç sanatçılara dahi ilham olmuştur. Sanat dünyasına başarılı sanatıyla yön veren usta sanatçının hayatına ve kariyerine gelin beraber bakalım.

Avukatlıktan Sahneye Uzanan Bir Kariyer

1948 yılında Manisa’da dünyaya gelen Şeşen hukuk fakültesini bitirmiştir. Kısa sürelerde avukatlık yapan sanatçı ilerleyen yıllarda ise dans müziği orkestralarında şarkıcılık yapmaya başlamıştır. Şeşen şarkıcılık yapmaya başladıktan sonra da gitar çalmayı öğrenmiş ve böylece de sanat sahnesinin merdivenlerini çıkmaya başlamıştır. İlhan Şeşen’in müzik piyasasına ilk girişi ise “Kavga” isimli plak çıkarmasıyla olmuştur. Bu plak ile Şeşen’in sahne yolculuğu da başlamış olur. Avukatlık mesleğini bırakan usta sanatçı yeğenleriyle kurduğu grupla birlikte Türk müziğinde önemli etkiler yaratmıştır. “Grup Gündoğarken” adını verdikleri grup sadece ülkemizde değil farklı ülkelerde de konserler vererek geniş dinleyici kitlesine ulaşmıştır. Farklı solo albümlerle müzik dünyasında ses getiren sanatçı sevenlerinin kalbine ve ruhunu da dokundu diyebiliriz. Çok yönlü yeteneklere sahip olan sanatçının oyunculuk kariyeri de bulunmaktadır. Sanatçı rol aldığı dizilerde oyunculuk yeteneğini de kanıtlayarak sadece müzik alanında usta olmadığını da göstermiş oldu.

İlhan Şeşen’in Televizyon Kariyeri

Şeşen’in başarılarla dolu kariyer hayatında sinema ve televizyon sektörü de yer aldı. Sanatçının sinema sektörüne girişi ise “Gençler Haklı” programıyla olmuştur. Televizyon kariyerine “Arka Pencere” isimli programla devam eden Şeşen radyo programı da hazırlamıştır. “Cesur Kuşku” ve “Mühürlü Güller” isimli dizilerde yer alarak oyunculuk yeteneğini göstermiştir. Yakın zamanda ise “Aliye”, “Annem”, “Paramparça” ve “Milat” gibi dizilerde de yer alarak adından söz ettirmiştir. Bu dizileri ve oynadığı karakterleri tanımayan yoktur. Yayınlandıkları dönemde ses getiren bu yapımlar sayesinde İlhan Şeşen sanat kariyerine oyunculuğu da eklemiştir. Yer aldığı diziler şu an bile hala ilk günkü heyecanıyla izlenmektedir.

İlhan Şeşen’in Müzik Kariyeri

İlhan Şeşen denildiği zaman hepimizin aklına “Neler Oluyor Bize”, “Sarılınca Sana” veya “Ellerimde Çiçekler” gibi farklı parçalar gelir. Aşkı, ayrılığı, yaşamı ve ölümü anlattığı parçalar hepimizin hafızalarında yer edinmiştir. Abartıya kaçmadan doğallıkla bütünleştirdiği parçalarında hepimiz kendimizden bir şeyler bulmuşuzdur. Şarkılarının bizleri düşündürmesi felsefi bir anlam taşıdığını da gösterir. Bu yüzden de şarkıları güncelliğini hiçbir zaman kaybetmemiştir.

Şeşen’in müzik yolcuğu çıkardığı plakla başlamıştır. Daha sonra yeğenleriyle kurduğu grupla da müzik hayatına devam etmiş ve bir süre sonra gruba ara vererek kendi solo albümlerini yapmaya başlamıştır. “Aşk Haklı” isimli ilk solo albümünü yapan sanatçı ilerleyen zamanlarda da o hepimizin bildiği parçaların yer aldığı “Neler Oluyor Bize”albümünü yaptı. Sanatçı bu solo albümüyle büyük bir çıkış yakaladı. Bu albümden sonrasını da “Aşk Yalan”, “Gel” ve “İstanbullu Şarkılar” gibi albümler takip etti. En son bizlere miras olarak bıraktığı albüm ise “Akustik Hikayaler’dir”. Şeşen’in her bir parçası kendisi gibi zarif, samimi ve düşüncelidir. Her bir parçası dinleyicileri uzun bir yolculuğa çıkarmıştır. Yarım asırdır sayısız eserleriyle hafızalarımıza kazınan usta sanatçı dinleyicilere eşsiz bir albüm mirası bıraktı. Bize düşen ise bu mirasa sahip çıkarak gereken önemi göstermektir.

İlhan Şeşen’in Topluma Olan Duyarlılığı

İlhan Şeşen topluma karşıda oldukça duyarlı bir sanatçıydı. Sanatında toplumsal sorunlara da yer vermiştir. Sanat zaten toplumun duygularını, düşüncelerini ve sessiz çığlıklarını ifade eden bir araçtır. İnsanlık tarihinden itibaren sanat her zaman toplumun değerlerini ve sorunlarını yansıtarak günümüze kadar gelmiştir. Sanat toplumu yansıtmış ve dönüştürmüştür de. Usta sanatçıda sanatını yaparken toplumu göz ardı etmemiştir. Şarkılarında aşk, sevgi, barış ve insan hakları gibi konulara sık sık yer veren Şeşen aslında sadece bir sanatçı olmadığını da gösteriyor. Çünkü bir sanatçı toplum için gözlemci, düşünür, yorumlayıcı ve hatta bazen de muhalif bile olmalıdır.

Usta sanatçıda bu görevleri fazlasıyla yerine getirmiştir. Belki de sanatçıyı sevdiren ve binlerce dinleyici kitlesine ulaştıran da bu duyarlılığıdır. Şöhretin getirdiği cazibeye kapılmadan kararlı bir duruş sergileyen sanatçı her zaman yaratıcı üretimleri ve toplumsal farkındalığı ile öne çıkmıştır. Sanatçı halkında sesi olmalıdır. Kişiler sanat eserlerinde kendilerini bulabilmelidir. Sanatçı da aslında böyle olmalıdır. Sanatçı sanatıyla konuşulmalı ve eserleri güncelliğini yitirmeden geleceğin sanatında da yerini almalıdır.

İlhan Şeşen’in Hastalığı, Vefatı ve Cenaze Töreni

İlhan Şeşen kanser hastalığı sebebiyle uzun süredir tedavi görüyordu. Usta sanatçıya geçtiğimiz yıllarda kanser teşhisi konmuştu. Kanserin bizlerden kopardığı sanatçı için ilk önce Caddebostan Kültür Merkezi’nde tören düzenlendi. Ailesi, dostları, sevenleri ve tüm sanat camiası törende yerini aldı. Törende ailesi ve sanatçı dostları da büyük bir hüzün ve acı içerisinde konuşmalar gerçekleştirdiler. Törenin ardından sanatçı gözyaşları içerisinde Karacaahmet Mezarlığı’na defnedildi.

Vefatıyla müzik dünyasını derin bir yasa boğan sanatçının ardından bizlere eşsiz şarkıları, farklı karakterlere hayat verdiği dizileri ve albümleri kalmıştır. Sanatçılarımıza yaşarken gereken önemi göstermemiz sanatın gelişmesi açısından oldukça önemlidir. Onları sadece vefat ettiklerinde hatırlamak vefasızlık örneğidir. Bir toplum sanata ve sanatçıya ne kadar önem verirse o kadar zenginleşir. Hangi sanat dalı olduğunun önemi olmadan sanatın her dalında bir şeyler yazan, çizen veya boyayan her sanatçıya sahip çıkmalıyız.