Günümüzde en sık karşılaştığımız sorunlardan biri zihnimizin otomatik pilota geçmesi. Yani, alışılmış davranışları tekrar etmek, yeni bir şey denemekten kaçınmak, ufak tefek işlere bile üşenmek… Sonuçta da bitmeyen bir yorgunluk hissi.
İnsan nasıl ki hareketsiz kaldığında kaslarını güçsüzleştiriyorsa zihnimiz de çalıştırılmadığında köreliyor. Uzun süre spor yapmayan birinin koştuğunda bacaklarının ağrıması, ağır bir poşet taşıdığında kollarının sızlaması normaldir. Zihin de aynı şekilde, kullanılmadıkça hantallaşıyor.
Peki, bu noktada akla gelen asıl soru şu: Neden zihnimizi çalıştırmamayı tercih ediyoruz? Nedir bu zihinsel tembellik dediğimiz durum? En önemlisi de neden hayatımızda bu kadar güçlü bir etkiye sahip?
Zihinsel Tembellik Nedir? Buna Ne Yol Açıyor?
Zihinsel tembellik kısaca derinlemesine düşünmekten kaçınma eğilimi olarak tanımlanabilir. Halk arasında daha çok “üşengeçlik” olarak bilinse de aslında bu durum, düşünme üşengeçliği şeklinde de adlandırılabilir. Ne yazık ki bu eğilim, yalnızca üretkenliği değil, insanın yaşam enerjisini de doğrudan etkiliyor.
Üstelik mesele sadece akademik ya da profesyonel alanlarla sınırlı değil; gündelik yaşamın akışı da bu tembellikten olumsuz etkileniyor. Nobel ödüllü psikolog Daniel Kahneman, Hızlı ve Yavaş Düşünme adlı kitabında beynimizin çoğu zaman en kolay yolu seçtiğini vurgular. Kolay olanı seçmek kısa vadede pratik görünse de uzun vadede eleştirel düşünme becerilerimizi köreltebilir.
Peki, bizi bu kolay yolu seçmeye iten sebepler neler?
· Yapay zekâ ve internet ile birlikte hayatımıza giren bilgi akışı, sürekli hazır bilgiye erişmek ne yazık ki düşünme kaslarını zayıflatıyor. Her soruya bir yanıt buluyoruz ve bunu saniyeler içinde yapıyoruz. Bu hız, zihnimizin derinlemesine düşünme ihtiyacını azaltıyor.
· Yaşadığımız yoğun stres ve kaygı da bilişsel bir yük haline dönüşüyor. Yoğun stres altında çalışan beyin, kendini sürekli tehdit altında hisseder. Bu durumda enerji tasarrufu yapmak için daha az düşünmeye yönelir.
· Hep tekrarlayan işler de alışkanlık oluyor. Aynı şeyleri yapmak kişiye kolay geliyor. Ancak bu, yeni şeyler öğrenme isteğinin önüne geçiyor. Aynı işleri yapmak kolay olduğu için ve yeni şeyler öğrenmek, denemek çaba gerektirdiği için beyin o çabayı göstermek istemiyor. Konfor alanından çıkmak istemiyor.
· Hedefi olmayanlar da çaba sarf etmek için bir motivasyon bulamıyor. Zaten gayret göstermek için en önemli sebeplerden biri bir şey için hedefi olmak. Zihinsel emek ancak bu şekilde harekete geçiyor.
Zihinsel Tembellik Hayatımızı Nasıl Etkiliyor?
Araştırmalar, uzun süre televizyon karşısında vakit geçiren insanların analiz ve yorumlama becerilerinde belirgin bir düşüş olduğunu gösteriyor. Sosyal medyada ise durum daha farklı ama etkisi benzer: Hızla tüketilen kısa içerikler, saniyeler içinde bir konudan diğerine atlamamıza neden oluyor. Bu da dikkatimizi dağıtıyor ve zihnimizin derinlemesine düşünme kapasitesini zayıflatıyor.
Sürekli maruz kaldığımız bilgi akışı, beynimizin çalışma belleğini, yani bunu bilgisayardaki RAM gibi düşünebilirsiniz; doldurup boşaltıyor. Bu durum, zihni sürekli tetikte kalmaya zorluyor. Bir de üzerine telefonu elden bırakmadan, gece geç saatlerde uyuma eklendiğinde, beyin yeterince dinlenemiyor ve kendini adeta atalet moduna alıyor. Bilim insanlarının beyin sisi olarak tanımladığı bu durum, odaklanmayı zorlaştırıyor ve üreticiliği azaltıyor.
Bir başka sorun da onaylama eğilimi. Okuduğumuz bir bilgi, mevcut görüşlerimizle örtüşüyorsa çoğu zaman kaynağını sorgulama ihtiyacı duymuyoruz. Çünkü inanmak kolay, üstelik de daha rahat. Ancak bu kolaylık beraberinde büyük bir risk taşır: Manipülasyona açık hale geliriz. Doğru ile yanlışı ayırt etme becerimiz zayıfladıkça yalnızca sosyal medya tartışmalarında değil; reklamlarda da kolay hedef haline geliriz.
Zihinsel Tembellikte Kurtulmak İçin Rutinler
Zihinsel tembellikten kurtulmak aslında yaşam tarzını gözden geçirmekle mümkün. Bunun için ilk adım günlük rutinlerimizi fark etmek. Hangi saatte kalkıyoruz, nasıl besleniyoruz, gün içinde ne kadar hareket ediyoruz, neleri okuyup izliyoruz? Bu küçük gibi görünen alışkanlıklar, zihnimizin ne kadar canlı kalacağını belirliyor.
Kendi kendinize şu soruları sormayı deneyebilirsiniz:
· Kaliteli uyku alıyor muyum? Uykumu kaliteli hale getirmek için ne yapmalıyım?
· Sağlıklı besleniyor muyum? Beslenme düzenimde beyin sağlığına iyi gelen B vitamini ve antioksidanlar var mı?
· Düzenli egzersiz yapıyor muyum? En azından hayatıma düzenli olarak yürüyüşü dâhil edebilir miyim?
· Yeni insanlarla sohbet ederek farklı düşüncelere kapı açıyor muyum?
· Kitap okuyor muyum? Okuma alışkanlığı edindin mi? Okuduklarım farklı bakış açıları kazandırıyor mu?
Uzmanlara göre zihnimiz de tıpkı kaslarımız gibi kullanıldıkça güçleniyor. Aksi halde köreliyor ve tembelleşiyor. Dolayısıyla bu döngüyü kırmak, tamamen bizim bilinçli tercihlerimizle mümkün.
Harekete Geçmek Bir Tercihtir
Araştırmaların gösterdiği sevindirici bir gerçek var: Zihinsel tembellik kalıcı değil. Doğru alışkanlıklarla zihin yeniden eğitilebilir, hatta daha üretken hale getirilebilir. Bunun için uzmanların önerdiği küçük ama etkili adımlar mevcut.
Deneyebileceğiniz bazı basit egzersizler şunlar olabilir:
· Zihinsel egzersiz için yeni şeyler öğrenin. Mesela bir müzik aleti çalmak olabilir. Farklı kültürlerin öğretileri olabilir.
· Dijital detoks yaparak belirli saatlerde teknolojiden uzak durarak zaman kazanın. Bu sayede beyninizin doğal düşünme sürecine katkıda bulunmuş olursunuz.
· Sudoku, satranç veya bulmaca gibi egzersizlerle beyin fonksiyonları için farklı bölgeleri çalıştırırsınız.
· Kitap okurken not alın. Aslında kitap okumak sadece ifadeleri okuyup geçmek değildir. Okuduklarımızı sorgulamamıza sebep olan aktif bir eylemdir.
· Üretkenliğinizi arttırmak için aklınıza gelen yeni fikirleri not alın.
· Yeni bir şeyler yaparken zorlanıyorsanız 10 dakika kuralı size yardımcı olacaktır. Bugünlerde eylemsizliği kırmanın en iyi olarak bu formül öneriliyor. “Bu konuya sadece 10 dakikamı ayıracağım,” diyerek başlayanlar yaptıkları işin devamını da getirebiliyor.
· Gün içinde neler yapacağınızı planlamak zamanınızı daha iyi yönetmenizi sağlar.
Küçük adımların toplamı, zihinsel canlılığımız üzerinde düşündüğümüzden çok daha büyük bir etki bırakır.
Panzehir: Alternatif Düşünmek
Zihinsel tembellik yalnızca üşenmek ya da yeni şeyler öğrenmekten kaçınmakla sınırlı değil; aynı zamanda eleştirel düşünme becerilerimizi zayıflatarak bizi manipülasyona açık hale getiriyor. İşte tam bu noktada devreye alternatif düşünmek giriyor.
Farklı bakış açıları geliştirmek, tek bir kaynağa bağlı kalmadan okumak, kendi düşüncemizin tersine olan görüşlere de kulak vermek zihnimizi canlı tutar. Alternatif düşünceler, zihinsel tembelliğin en güçlü panzehridir.
Kısacası, düşünce kaslarımızı aktif tutmak bizim elimizde. Zihinsel konfor alanından çıktığımız her küçük adım, bizi daha özgür kılar. Doğru farkındalık ve bilinçli adımlarla her birimiz zihnimizi güçlendirebiliriz.